Çin Komünist Partisi'nin 19. Ulusal Kongresi'nin Küresel Etkileri

  2017-10-24 15:24:44  cri

Doç. Dr. Cem Okan Tuncel

Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) 19. Ulusal Kongresi'nin açılışında Xi Jinping'in sunduğu raporun ortaya koyduğu gelecek vizyonu yeni bir dönem başlamakta olduğunun habercisiydi. Bu değişim süreci aslında ÇKP'inin 18. Kongresi'nde Xi Jinping'in parti genel sekreteri olarak seçildiği ve ardından da 2013 Martı'nda devlet başkanlığı görevine geldiğinden itibaren başladı. Xi'nin ulusal vizyonu "Çin Hayali" olarak tanımladığı "orta halli refah toplumu inşası hedefine Çin Komünist Partisi'nin kuruluşunun 100. yılı olan 2021 yılında, "müreffeh, güçlü, demokratik, medeni ve uyumlu sosyalist çağdaş ülke inşası" hedefine de Yeni Çin'in kuruluşunun 100. yılı olan 2049 yılında ulaşılmasına dayanıyor. Diğer taraftan ise dünyadaki güç merkezinin Euro-Atlantik ekseninden Asya-Pasifik eksenine kaydığı bir tarihsel uğrakta küresel bir güç olan Çin'in 19.Ulusal Kongre kararlarının uluslararası sistem üzerinde de etkilerinin olacağı aşikar. Çin hızlı bir kalkınma sürecine girerek dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldi ve artık küresel sorunların çözümünde daha fazla aktif bir rol oynuyor. Bu nedenle 19. Ulusal Kongre'de alınan kararların küresel sistem üzerinde dört alanda etkili olabileceğini düşünmek olanaklıdır.

1.Çok Kutuplu Dünyanın İnşası

Çin küresel kamu malı tedariğinde giderek daha fazla rol üstlenecek ve çok kutuplu bir dünyanın inşasında daha fazla aktif olacak. Xi'nin raporunda yer alan "gelişmesinin hangi aşamasında olursa olsun Çin hegemonya aramayacak ve yayılmacı bir siyasetin içinde olmayacak" vurgusu Çin'in uluslararası sistemde işbirliğine ve kazan-kazan stratejisine önem veren konumunu ortaya koyması açısından son derece önemli. Bu yaklaşım ABD merkezli küresel sistem krizinin şiddetlendiği bir dönemde çok kutuplu bir dünyanın gelişmesi için önemli bir fırsat yaratıyor. Ulusal Kongresi'nin dünyaya verdiği mesaj, Çin'in dünya barışı ve kalkınması konusunda daha fazla çaba harcayacak bir ülke konumuna geldiğini göstermektedir. Çin devleti, gelişme için küresel ortaklıkları da genişletmeyi ve güçlendirmeyi, ülkeler arası işbirliğinin geliştirilmesinde daha aktif bir rol üstlenmeyi, tüm ülkeler için refah seviyesinin artmasına katkı sağlamayı bir politika önceliği olarak gündemine koyuyor. Çin'in yeni dünya vizyonu ve küresel yönetişimi geliştirmeye yönelik açılımları, dünyanın daha yaşanabilir bir ekonomik ve sosyal çevreye sahip olmasında atılacak adımların ne olduğu konusunda yol gösterici bir rol oynamaktadır. 2008 krizi bundan önceki finansal sektörden kaynaklı krizlerde görüldüğü üzere mali piyasalarda ve borsalarda çöküş, döviz krizi, bankacılık sisteminde iflaslar şeklinde değil, bir reel sektör krizi olarak sistemin yapısal sorunlarına dayalı olarak ortaya çıkmıştı. Kriz sonrası ortamda özellikle Batının gelişmiş ülkeleri düşük büyüme, işsizlik gibi sorunlara boğuşurken geleneksel olarak zengin Batı Bloğu tarafından karşılanan küresel kamu malı tedariğinde önemli aksamalar meydana gelmişti. Kişi başına düşen geliri, zengin ülkelerinkinden daha düşük olsa da Çin günümüzde barış gücü gönderme, yoksul ülkelere yönelik gıda, ilaç, sağlık araçları ve personeli yardımları, iklim değişimi ile aktif mücadele gibi küresel kamu malı tedarikinde öne çıkan bir ülke konumundadır. Özellikle en az gelişmiş ülkelerin açlıkla mücadele, temel eğitim ve sağlık hedeflerine dış destek olmadan ulaşması pek olanaklı değildir. Bu nedenle Çin devleti Güney-Güney işbirliğinin geliştirilmesinde daha aktif bir rol üstlenmeyi tüm ülkeler için refah seviyesinin artmasına katkı sağlamayı bir politika önceliği olarak gündemine koyuyor. AidData adlı araştırma grubunun son çalışmasına göre, 2000-2014 yılları arasında Çin'in taahhüt ettiği 4.400 proje ya inşa halinde ya da tamamlandı. Bu zaman diliminde Çin toplamda 350 milyar ABD dolarından fazla yardım yaparak 422 milyar dolar yardım gerçekleştiren ABD'den sonra ikinci sırada yer aldı (The Economist, October 14-17 2017, s.49). Çin, Birleşmiş Milletler (BM) barış gücü misyonlarının ve uluslararası insani yardım kuruluşlarının da destekçisi. BM barış gücü fonlarına da en büyük katkıda bulunan ikinci ülke konumunda.

2.Küresel İklim Değişimi İle Mücadele

Diğer taraftan Çin Paris İklim Anlaşması'nın sürdürülmesi konusunda en çok çaba harcayan ülkelerden biri. Xi'nin raporunda yer alan "Güzel Çin" vurgusu, "Ekolojik Uygarlık" göndermesi son derece önemli. Geçtiğimiz yıl karbon salınımı azaltma hedeflerine ulaşan ülke, gelişmekte olan ülkeler için İklim Değişikliği, Güney-Güney İşbirliği Fonu'na 3.1 milyar ABD doları tutarında bir paket sözü verdi.

3.Serbest Ticarete Dayalı Küreselleşme

Gelecek dönemde Çin küreselleşmenin devam etmesi ve serbest ticaretin önündeki engellerin kalkması konusunda daha aktif bir rol oynayacak. Xi'nin raporunda Çin'in dünya ekonomisine daha fazla entegre olacağını belirtmesi önemli. Özellikle ABD Başkamı Donald Trump'un serbest ticaret anlaşmalarının Amerikalıların işlerini ellerinden aldığına yönelik açıklamaları ve "Önce Amerika" söylemine dayanan kürselleşme anlayışı Çin'in serbest ticaret yanlısı ülkelerin liderliği için elini güçlendirdi. Çin küresel serbest ticaretin sürdürülmesi konusunda ABD'nin olası bir içe dönme politikası sonucu oluşacak boşluğu dolduracak ekonomik güce sahip bulunuyor. Çin açık ekonomi ve serbest ticareti sağlamayı taahhüt ediyor. Geçtiğimiz süreçte Çin'in küresel ekonomik işbirliğine aktif katılımı ve serbest küresel ticarete desteği kendisinin ve diğer tüm ülkelerin yararına oldu.

ÇKP'nin 19. Kongresi, ulusal düzeyde Çin'e özgü sosyalizmin gelişme sürecinde yeni bir tarihsel dönemin başlangıcını temsil ederken, küresel düzeyde ise çok kutuplu dünyanın giderek daha fazla somutlaştığı bir dönemin habercisi olarak görülebilir.