ABD geri adım attı, Çin aynı şekilde karşılık verecek

  2018-06-16 12:48:01  cri

ABD Ticaret Temsilcisi Ofisi, Çin menşeli ürünlere yüzde 25 oranında 50 milyar ABD Doları'nı bulan ek gümrük vergisi getirildiğini açıkladı.

Ek vergi alınacak Çin menşeli malların listesi, ABD'nin nisan ayında yayınladığı ilk listeyle temelde aynı, ancak ABD, söz konusu vergi kararının ne zaman yürürlüğe gireceğine dair bilgi vermedi.

Buna karşın, Çin Ticaret Bakanlığı bir açıklama yaparak, ABD'nin Çin ile daha önce sağladığı mutabakatı göz ardı ederek verdiği taahhütleri hiçe saydığına ve ticari savaş açtığına işaret etti. ABD'nin bu kararının, iki ülkenin çıkarlarıyla ters düştüğü gibi küresel ticari düzeni de bozduğuna dikkat çekilen açıklamada, Çin'in ABD'ye aynı şekilde karşılık vererek ek vergi tedbirini derhal alacağı ve iki tarafın istişare yoluyla elde ettikleri tüm sonuçların suya düşeceği bildirildi.

ABD'nin son vergi hamlesi, Çin-ABD ticari ve ekonomik işbirliğini yoğunlaştırmak ve ikili ilişkileri uzun vadede istikrarlı geliştirmek için çaba harcayan herkesi şoka uğrattı. Çin ve ABD son bir ay içinde halklarının çıkarlarını en iyi şekilde korumak için Beijing'de, Washington'da ve yine Beijing'de olmak üzere üç tur istişare yaptı. Bu görüşmelerde iki ülke arasındaki ortak çıkar noktaları sürekli artırıldı, sorunun aşamalı olarak çözülmesine hız katıldı. Ancak ABD, bu kez de sadece kendi çıkarlarından hareket ederek, iki ülkenin önceden harcadığı tüm ortak çabaları ve öngörülebilir sonuçları sıfıra indirdi.

Aslında ABD'nin bu girişimi Çin için beklemedik bir durum değil. Beijing, Trump yönetiminin "sabah evet, akşam hayır" şeklindeki süregelen tavrını ve bu tavrının arkasındaki asıl niyetini çok önce kavradı ve bu konuda yeterli sabır gösterdi.

Peki, Trump neden yeni bir ek vergi girişiminde bulundu? Bu sorunun cevabını ABD'nin yerel seçimlerinde aramak gerek. Trump yönetimi için halihazırda yapılması gereken en acil çalışma, dönem ortası seçimlerine hazırlanmak. Beyaz Saray'ın öngörülen tarihte Çin' e karşı vergi tedbirini açıklaması, Amerikan seçmene verdiği taahhütleri yerine getirmesi anlamına geliyor. Böylece Trump oy sayısını artırmayı ve Cumhuriyetçi Parti'nin siyasi zeminini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Fakat Beyaz Saray, söz konusu vergi kararının ne zaman yürürlüğe gireceğini açıklamadı. Bunun arka planında ise Çin' e "aşırı" baskı uygulama düşüncesi yatıyor. ABD'nin 1974 Ticaret Kanunu'na göre, ABD Başkanı vergi kararını açıkladıktan sonra kararın yürürlüğe girmesini 30 gün erteleyebilir. ABD Ticaret Temsilcisi Ofisi, Çin ile istişarede ilerleme kaydedildiğini tespit etmesi halinde, Trump'ın vergi kararını 180 gün daha erteleyebilir. Bu durumda Trump'ın niyeti son derece açık: yaydan çıkmayan bu okla daha fazla çıkar elde etmek.

Tarih, ticari savaşların küresel eğilime uymayan, çağın gerisinde kalan ve düşük verimli bir eylem olduğunu defalarca kanıtladı. Çin de ticari savaş istemediği gibi bu savaşı başlatmaktan da korkmuyor. Çin'in ABD'ye verdiği karşılık rasyonel olmanın yanı sıra uluslararası hukuka da uyuyor. Zira, ABD'nin son ek vergi kararı, Çinli işletmeler dahil sanayi zincirinin alt ve üst kısımlarındaki tüm firmaların temel çıkarlarını ihlal edecek ve Çin'deki ticari şartları bozacak. Milli dış ticaret kanunu, ithalat ve ihracat vergi yönetmeliği ve Dünya Ticaret Örgütü'nün kuralları gereğince Çin, ABD'ye aynı derecede karşılık vermek durumunda. Bunlar, Çin'in mevcut ticaret düzenini korumak, vatandaşları ve işletmelerinin yasal hakları ile ulusal temel çıkarlarını savunmak için atması gereken adımlar. Bu, aynı zamanda Çin'in çok taraflı ticaret sistemini korumak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi demek.

Tüm dünya ülkeleri, ABD'nin kendi menfaatlerini korumak için açtığı ticari savaşın sadece Çin'i hedeflemediğini mutlaka kavramalı. Üstelik ABD'nin "Önce Amerika-America First" düşüncesiyle başlattığı ticari savaşta zarar görmeyen veya olayları bir köşede izleyen ülke kalmayacak, ABD'nin kendisi bile bu savaştan zararlı çıkacak. Bu bağlamda, tüm dünya ülkelerinin tek taraflılık ve ticari korumacılığın yarattığı kara bulutlara karşı ortak karşılık vermekten başka çareleri bulunmuyor. Dolayısıyla uluslararası toplum tek ses olduğu takdirde ancak her ülkeye yarar getirecek çok taraflı ticaret sistemini savunabilir.

Neticede işbirliği, Çin ve ABD dahil tüm dünya ülkeleri için hayati önem taşıyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 14 Haziran'da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile yaptığı görüşmede, Çin ve ABD arasındaki işbirliğinin iki ülke ve hatta tüm dünya için yararlı olacağını kaydetti. Xi'nin bu konuşması, işbirliğinin, Çin ve ABD arasındaki ticari sürtüşmenin çözülmesi ve hatta ikili ilişkilerin geliştirilmesi için tek doğru seçenek olduğu mesajını iletmişti.