Çin'in Dünya Kupası hayali ne zaman gerçekleşir?

  2018-06-26 10:37:27  cri

 

Rusya'nın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası, Çin'de ayrı bir ilgiyle izleniyor. Öncelikle saat farkının nispeten az olması, maçların Çin saatiyle daha makul saatlerde izlenebilmesine imkân veriyor. Ev sahibi Rusya'nın Çin'deki olumlu imajı da buna eklenince, Çinli futbolseverler turnuvayı ayrı bir dikkatle izliyor.

Çin takımı Dünya Kupası'na katılamadı, ancak kupada Çin'i temsil eden başka unsurlar var. Çinli şirketler ve seyirciler Dünya Kupası'nda boy gösteriyor.

Maçları izleyenler saha kenarında Wanda, Hisense, Vivo, Mengniu gibi Çinli şirketlerin reklamlarıyla sıkça karşılaşıyor. Çinli seyirciler, kendi ülkelerinin markalarını saha kenarında görmekten gurur duyduklarını ifade ediyor. Çin'de Whatsapp'ın muadili olarak görülen anlık mesajlaşma uygulaması Weixin'in paylaşım duvarında, saha kenarı reklam panolarının fotoğraflarını paylaşan kullanıcıların sayısı az değil. (İlginçtir, Çin markalarının panolarda kullandığı reklam sloganları da Çince; İngilizce bir slogan koyma gereği duymamışlar. Dünya Kupası'nda görünmek, acaba yine de iç pazarı hedefleyen bir strateji mi?)

Çin'in Dünya Kupası'ndaki varlığı sadece saha kenarı reklamlarıyla sınırlı değil; kupanın maskotları ve hediyelik ürünler de Çin'de üretildi.

Peki, bu yılki Dünya Kupası'nda Çin markalarının görünürlüğü neden arttı? Bir neden, Johnson&Johnson ve Castrol gibi Batılı şirketlerin sponsorluktan çekilmesi.

Guardian'a açıklama yapan Salford Üniversitesi'nden spor girişimi profesörü Simon Chadwick, "Rusya ve Katar'daki dünya kupaları için Batılı şirketlerden gelen talep azalınca, FIFA çareyi Çinli şirketlerde buldu, Çinli markalar da dünya çapında milyonlarca insanın dikkatini çekmek için bu fırsatı iyi kullandı" diyor.

Spor pazarı, gözünü dünya pazarına çeviren bölgesel markalar için hızlı netice alınacak bir alan olarak görülüyor.

2018 FIFA Dünya Kupası'nın resmi sponsorlarından Hisense, Çin'in en büyük elektronik şirketlerinden biri. Şirketin başkanı Liu Hongxin, spor alanındaki sponsorluklar sayesinde marka değerinde güçlü bir gelişme yaşadıklarını belirtiyor. Şirket küresel farkındalığı geliştirirken, uluslararası bir marka olarak ekonomik değeri de artıyor. Liu, dünya futbolunun en prestijli platformu olarak gördükleri Dünya Kupası'nı şirketin büyümesi için bir fırsat olarak görüyor.

Hisense daha önce UEFA 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ve Avustralya Açık'ta kendini gösterdi. Şirket, Almanya'nın Schalke 04 takımının da sponsoru. Özellikle EURO 2016 sponsorluğu, 2016 yılının ikinci çeyreğinde şirketin Avrupa'daki televizyon satışlarını yüzde 60 artırdı!

Çinli bir futbolsever, 2014 Dünya Kupası'nda Estadio Mineirao Stadyumunda Brezilya-Almanya yarı final maçı öncesi Brezilyalı taraftarla poz veriyor.

(Foto:Chen Jianli, Xinhua, Temmuz 2014)

Dünya Kupası'na 40 bin Çinli seyirci!

Çinli futbolseverler coğrafi avantajı da kullanarak Dünya Kupası maçları için Rusya'ya akın ediyor.

FIFA'nın 7 Haziran'da yaptığı açıklamaya göre, satın alınan 2,4 milyon biletin 40 bini Çinli futbolseverler tarafından alındı. Böylece Çin, ABD'nin ardından turnuvaya katılamayıp maçlara en çok seyirci gönderen ikinci ülke oldu. Dünya Kupası biletlerini satın alan 40 bini aşkın Çinli futbolseverin çoğunluğunu gençler oluştururken, en çok Beijing, Tianjin, Guangdong ve Hunan'dan katılım oluyor.

Brezilya ve Afrika'daki dünya kupalarına kıyasla, Rusya'nın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası'nın, Çinliler için politik ve coğrafi çekiciliği olduğu söylenebilir.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in futbol tutkusu biliniyor. Xi her fırsatta, gelecek 30 yıllık süre zarfında gerçekleşmesini ümit ettiği "3 Dünya Kupası hayali" olduğunu söylüyor: Çin'in Dünya Kupası'na katılması, Dünya Kupası'na ev sahipliği yapması ve Dünya Kupası'nı kazanması.

 Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Şubat 2012'de İrlanda ziyareti sırasında futbol becerisini sergiliyor. (Foto: Xinhua)

1 milyar 300 milyonluk nüfustan neden 11 iyi oyuncu çıkmıyor?

Şimdi Beijing'den kısa bir halı saha tecrübesi aktarayım...

Çin Medya Grubu'na bağlı CRI, 60'tan fazla dilde yayın yapan uluslararası bir medya kuruluşu. Dünyanın dört bir yanından gelen yabancı personel bu kurumda çalışıyor, farklı kültürlerin ortak bir tutkusu var: Futbol. Kurum içinde organize ettiğimiz halı saha maçlarında (ki Çin şehirlerinde halı saha sayısı şaşırtıcı derecede azdır, Türkiye'de nerdeyse her mahalleye birkaç halı saha düşüyor) yabancılar bir takım, Çinliler ayrı bir takım oluyor. Bu maçlar esnasında, yabancıların hırs ve motivasyonuna karşılık, Çinli arkadaşlar daha sakin bir oyun ortaya koyuyorlar. Bir yönüyle takdir ediyorum, 'Adamlara bak' diyorum, 'Hiç gaza gelip sert müdahalede bulunmuyorlar, boş kaleye gol kaçırsa kendi de arkadaşları da gülüp geçiyor, işin keyfindeler...' Ancak bir diğer yönüyle, bu başka bir şeye daha işaret ediyor: Tutku, yaratıcılık, hırs eksikliği. Yabancıların maç içinde sürekli iletişim halinde olmalarına karşılık, Çinliler birbirleriyle çok az konuşuyorlar, kimse bir diğerinden açıkça pas istemiyor veya oyun kuran biri arkadaşlarını yönlendirmiyor. Türkiye'de tipik halı saha sesleridir: Kaldır, sal, içeri! Çinli amatör futbolcularsa en çok top kaybı veya bir diğer hatasını kabul etmek için 'Wode' (Benim hatam) demekle yetiniyor. Hep bir mahcubiyet.

SCMP'de (South China Morning Post) Haziran ayı başında Zigor Aldama imzasıyla çıkan bir makalenin başlığı, kışkırtıcı bir soru ortaya atıyor: Dev bir nüfusa sahip olan Çin, neden bu nüfustan 11 iyi oyuncu çıkaramıyor?

Mesele elbette nüfus değil, ancak konunun bu şekilde tartışılması, kuşkusuz meseleyi ilgi çekici bir hale getiriyor. Evet, 80 milyonun üzerinde nüfusu olan son dünya şampiyonu Almanya onlarca iyi oyuncu bulup kadrosuna katabilirken, FIFA sıralamasında 75. sırada yer alan Çin 1 milyar 300 milyondan 11 sağlam oyuncu neden çıkaramıyor?

SCMP makalesinde, Çin futbol kulüplerinin altyapılarında çalışan yabancı hocaların görüşlerine yer verilmiş. Bu görüşlere kulak vermek, bu soruya bir yönüyle belli yanıtlar getiriyor.

Çin liginin son şampiyonu Guangzhou Evergrande B takımının hocası Mikel Lasa'ya göre, Çinli oyuncuların, teknik ve oyun bilgisi anlamında eksiklikleri var: "En temel şeyleri tekrar tekrar onlara öğretmek durumundayım, çoktan profesyonel olmuş oyunculara bile temel prensipleri anlatıyorum."

Jose Antonio Camacho, 2011 yılında Çin milli takımının başına getirildiğinde bir hayli iyimserdi: "Olimpiyat madalya sıralamasında en tepede yer alan Çin, tam bir spor ülkesi. 1 milyar 300 milyon insan arasından 22 iyi oyuncu bulamayacak bir neden görmüyorum!"

Ancak işler Camacho'nun beklediği gibi gitmedi, Çin milli takımının 2014 Dünya Kupası finallerine katılamamasından daha kötüsü, arka arkaya alınan ezici mağlubiyetlerdi. Eylül 2012'de Brezilya'yla oynanan maç 8-0 kaybedilmiş ve Çin milli takım tarihinin en kötü neticesi olarak tarihe geçmişti. Hadi diyelim ki dünya kupası tarihinin en başarılı takımı Brezilya'ya farklı da olsa yenilmek büyük bir "yüz kaybı" sayılmazdı; ancak Haziran 2013'te Özbekistan'a 2-1 yenilmek ve bu maçtan dokuz gün sonra Tayland karşısında alınan 5-1'lik mağlubiyet, koca bir ulusu futboldan soğutmuştu. (2018 Dünya Kupası Asya elemeleri sırasında, Ekim 2016'da Çin'in antik başkenti Xian'da, iç savaşın pençesindeki Suriye'ye 1-0 kaybedilen maç da çok konuşulmuştu. Çinli futbolseverler, en azından milyonlarca insanın yerinden yurdundan edildiği bir ülkenin insanlarını mutlu etmiş olmakla teselli buluyordu.)

Öncelikli mesele şu: "11 iyi futbolcu", bu dev nüfusun içinde bir yerlerde ama keşfedilemiyor değil. Öyle hazırda 11 futbolcu yok. O halde yetiştirmek gerekiyor. Çin hükümeti, ilköğretimden başlayarak futbolu özendirme ve okullarda ana spor branşı olarak futbol öğretme anlamında kolları sıvadı. Okullarda beden eğitiminde futbol giderek daha baskın rol oynuyor. Resmi istatistiklere göre 2025 itibariyle Çin'de 50 milyon kişinin futbol oynuyor olması hedefleniyor, bu sayının 30 milyonu futbol okullarında eğitim alıyor olacak.

Hebei eyaletinin Handan şehrinde Guangmingnan İlkokulu öğrencileri futbol öğreniyor. Haziran 2018 (Foto: Hao Qunying, Xinhua)

Tabii her şey okulla, tesisle olmuyor, Avrupa, Amerika ve Afrika'da çocuklar nerdeyse yürümeye başlar başlamaz futbol topuyla tanışıyor. Dolayısıyla tesis inşa etmek, Çin için işin kolayı gibi görünüyor, zor olan, futbola tutkuyla bağlı olan, masa tenisi raketini kavradığı doğallıkla futbol topuna vuran, hadi abartılı bir ifadeyle söyleyelim, "futbolla yatıp futbolla kalkan" nesiller yetiştirmek.

En azından son günlerde bu koca ulus futbolla yatıp futbolla kalkıyor, ancak Çinlilerin Dünya Kupası'na ilgisi, futbol kültüründen ziyade, fahiş fiyatlara satılan formalar ve yiyecek içecek harcamalarıyla, tüketim kültürünün konusu olarak değerlendirilebilecek cinsten. Maç saatlerinde ekran başına kitlenen milyonlar, oyunun kendisinden ziyade, sosyal medyadaki 'geyiğiyle' ilgili, herkesin dahil olduğu o deneyimden geri kalmak istenmiyor sanki.

-Emre DEMİR-

FIFA World Ranking

https://www.fifa.com/fifa-world-ranking/associations/association=chn/men/index.html