Çin hangi yolu izliyor? Xi Jinping yanıtlıyor

  2018-10-22 11:22:29  cri

Hikaye anlatmak tarih boyunca siyasetçi ve düşünürlerin sıkça başvurduğu bir belagat tekniği olmuştur. Özellikle Çinli siyasetçiler bu konuda bir hayli uzmanlaşmıştır.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping işte bu isimlerden biri. Gerek toplantılarda, gerek inceleme gezilerinde, gerekse konferanslarda konuşma yaparken veya gazetelere yazdığı makalelerde, anlattığı hikayelerle kendisini dinleyenleri ve okuyanları duygulandırıyor. Bu hikayeler aynı zamanda Xi'nin zengin kültür ve felsefe birikimini yansıtıyor. Bu artık Xi Jinping'in belirgin bir özelliği haline geldi.

Bugün itibaren "Xi Jinping'den Hikayeler" adlı bir yazı dizisi yayınlayacağız. İşte birinci bölüm...

'Tarihin seçtiği yolda ilerliyoruz'

40 yıldır süren reform ve dışa açılma uygulamalarından sonra Çin'in kapsamlı gücü hızla arttı, uluslararası etkisi sürekli yükseldi, dünya kamuoyu Çin'in gelişmesini her geçen yıl daha büyük dikkatle izliyor. Bunlar arasında övgü ve anlayış da var, şüphe de.

Ekim 2015'te Cumhurbaşkanı Xi Jinping, İngiltere ziyareti sırasında dünyanın üç büyük finans merkezinden biri olan Londra kentinde verdiği konferansta, bazı somut olgular ortaya koyarak dikkatle izlenen Çin'in nasıl bir yol izlediği sorusunu şöyle yanıtlamıştı:

"Çin halkı tarihin seçtiği yolu izliyor. Yol, kaderimizdir. Bir ülke ve bir ulus, ancak kendisine uygun yolu bulduğu zaman, uygun gelişme hedeflerini gerçekleştirebilir. Reform ve dışa açılma siyasetinin uygulandığı 37 yıl boyunca Çin'in ortalama yıllık büyüme hızı yüzde 10'a yaklaştı. Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldi. 600 milyondan fazla nüfus yoksulluktan kurtarıldı. Kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla 7 bin ABD Dolarını geçti. Çin, onlarca yıl süreyle gelişmiş olan ülkelerin kat ettiği gelişme sürecini tamamladı. Bu, Çin halkının doğru bir yol izlediğini kanıtladı."

Yakın çağdan sonra Çin, bir asırdan uzun süren bir zorluk dönemi geçirdi. Xi, verdiği konferansta Çin'de demokratik devrimin öncüsü Sun Yat-sen'den bahsederek Çinlilerin savaşlar ve çalkantılar yaşadıktan sonra nasıl "gözlerini açıp dünyayı görmeye" başladığını anlattı. Xi, Çinlilerin ülkelerini kurtarma yolunda anayasal monarşi, meclis sistemi ve cumhurbaşkanlık sistemi gibi denemelerde başarısızlığa uğradıktan sonra sosyalizm yolunu seçtiklerini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, tarihin yaptığı bir seçimdir, halkın seçimidir. İngiliz filozof Bertrand Russell'in işaret ettiği gibi 'sadece Çinliler kendisini en iyi anlar', 'sadece kendinin yavaş yavaş bulduğu çözüm yolu kalıcı çözümdür.' Çin milleti öteden beri reform ve yeniliğe önem veriyor. Çin'e özgü sosyalizm, kitaplarda belirlenen teori ve kurallar değil, uygulamayla sürekli gelişen ve değişen canlı bir organizmadır. Biz, uygulamayla sürekli düzelterek ve gelişme sürecinde değiştirerek Çin'e özgü sosyalizmi oluşturduk. Çin'e özgü sosyalim, sosyalist piyasa ekonomisi, demokratik siyaset, ileri kültür, uyumlu toplum, ekolojik medeniyet kurarak insanlığın kapsamlı gelişmesini sağlamaktır. Toplumun adil şekilde ilerlemesiyle adım adım tüm vatandaşların ortaklaşa zenginleşmesini gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Dünyada her zaman her koşulda geçerli doğru bir gelişme yolu yoktur. Sadece halka sürekli mutluluk getirebilen yol, en uzun yaşayabilecek yoldur."