OECD'den Çin ekonomisine dair iyimser görüşler

  2019-05-27 11:02:41  cri

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 2019 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nu yayınladı.

Rapora göre, önümüzdeki birkaç yıl boyunca, yapısal reformlar ve benzeri nedenlerden dolayı, Çin ekonomisinde yavaşlanma belirtileri görülebilecek. Ancak Çin ekonomisi güçlü büyümeyi sürdürecek.

OECD'ye bağlı Çin ekonomi politikası araştırma merkezi başkanlığını yürüten Doktor Margit Molnar konuyla ilgili olarak CRI muhabirine açıklamalarda bulundu.

Merkezi Paris'te bulunan OECD tarafından kısa süre önce yayınlanan 2019 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, bu yıl ve önümüzdeki yıl için küresel ekonomi ve dünyanın başlıca ekonomilerine dair büyüme öngörülerine yer verildi.

Raporda, Çin ekonominin 2019 yılındaki artış hızının yüzde 6,2, 2020 yılındaki artış hızının ise yüzde 6,0 olacağı öngörüldü.

Küresel ekonomide belirsizliğin artması, uluslararası ticarette görülen gerginlik ve Çin'in gerçekleştirdiği yapısal reformlara rağmen, Çin'de kişi başına harcanabilir gelirin istikrarlı bir şekilde arttığı, iç talep ve özellikle tüketimin gücünü koruduğu belirtilerek, bu unsurların Çin ekonomisinde denge sağladığı belirtildi.

Çin hükümeti tarafından kısa süre önce yayınlanan ekonomik verilere göre, 2019 yılının ilk çeyreğinde, nihai tüketim giderlerinin ekonomi büyümeye katkı oranı yüzde 65,1'i buldu.

OECD'ye bağlı Çin ekonomi politikası araştırma merkezi başkanlığını üstlenen Doktor Margit Molnar, tüketim giderlerinin ekonomik büyümeye katkı oranının daha da yükseltilmesinin doğru bir karar olduğunu vurguladı. Çin'in giderek gelişmiş ülkeler arasına girdiği bir süreçte tüketimin katkı oranının mutlaka yükseltilmesi gerektiğine dikkat çeken Margit, tüketim konusunda daha çok potansiyel yaratılabileceğini söyledi.

Margit, yapısal reformların etkinleştirilmesi durumunda, tüketimin ekonomiye katkısının daha da artacağına işaret etti.

Margit, "Yeni tip kentleşme konusunda nispeten birkaç önemli adım atıldı. İlk olarak 100 milyonluk nüfusun kırsal kesimlerden şehirlere gitmesi sağlanmalı, ardından şehirlerde çalışan köylü işçiler, kentlilerle aynı haklara ve kamu hizmetlerine kavuşturulmalı. Bu iki adım, 2020 yılında tüketimin yüzde 11 artmasına yol açacak."

Çin ile ABD arasındaki ticari anlaşmazlığın sürmesi, dış yatırımın Çin'den kaçabileceği endişesine neden oluyor. Ancak Çin Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere göre, 2019 yılının ilk 4 ayında, Çin'in reel olarak değerlendirdiği yabancı sermaye 305 milyar 240 milyon yuanı bularak geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 6,4 arttı. İmalat sektörünün çektiği yabancı sermaye hacmi geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 11,4 büyüdü.

Doktor Margit, yabancı yatırımcıların Çin ekonomisine iyimser bakmalarının nedenlerini şöyle açıkladı: "Çin ekonomisinin büyüme oranı diğer ülkelerden yüksek. Bu durum kısa ve orta vadeli olarak değişmeyecektir. Dünyadaki diğer ülkelere oranla, Çin ekonomisinin büyüme oranı halen oldukça yüksek seviyede. Çin'e sermaye akışı sürecek. Özellikle yabancı girişimci için yatırım ortamının iyileştirilmesiyle, Çin'e gelen dış yatırımlar artacak."

Çin'in dışa açılma adımları her geçen gün hız kazanıyor. Doktor Margit, finans sektörünün dışa açılmasına hız verilmesi, fikri mülkiyet haklarının korunmasında uluslararası işbirliğinin artırılması, mal ve hizmet ithalatının daha da artırılması gibi adımların, Çin ekonomisinin uzun vadeli gelişmesine yardımcı olacağını dile getirdi.

Çin ekonomisinin geleceğine iyimser bakan Margit, "Çin ekonomisinin gelişmesi için büyük beklentiler var. Çin, en azından önümüzdeki 10-20 yılda büyük gelişme potansiyeline sahip olacaktır. Burada yapısal reformun son derece önemli olduğuna bir kez daha vurgu yapmak istiyorum."