Yorum:"Pompeo'nun girişimleri, yangın ateşini kendi üstüne çekecek"

  2019-11-17 13:01:51  cri

Sheng Yuhong-CRI Haber Merkezi

Hong Kong'da son zamanlarda sürekli tırmanan şiddet olayları, yüzden fazla kişinin yaralanmasına ve bir masum sivilin hayatını kaybetmesine yol açtı. Ne var ki, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, hukukun üstünlüğünü ciddi şekilde çiğneyen söz konusu şiddet olaylarını göz ardı ederek, "Çin, Hong Kong sorununu 'şiddet içermeyen' yöntemlerle çözmeli" gibi bir açıklama yaptı ve "Bir Ülke, İki Sistem" ilkesi hakkında mesnetsiz yorumlarda bulundu. Pompeo'nun bu ifadeleri, çifte standartlı olmakla kalmıyor, hukukun üstünlüğünü küçümsüyor, Çin'in iç işlerine alenen müdahale anlamına geliyor ve Hong Kong'u bahane ederek, Çin'e baskı uygulamayı ve Çin'de kaos yaratmayı amaçlayan kötü niyetlerini bir kez daha ortaya koyuyor.

Şiddet yanlılarının Hong Kong'da türlü sabotaj eylemleri düzenlemesi, polis ve sivillere saldırması, merkezi hükümetin Hong Kong'daki ofislerini kuşatması, ulusal amblemi kirletmesi, milli bayrağa hakaret etmesi, insanları öldürmesi ve çeşitli kundaklama girişimlerinde bulunması gibi bir dizi faaliyet, Pompeo'nun iddiasının aksine, barışçıl protesto ve ifade özgürlüğü çerçevesinden çoktan çıkarak, bariz şiddet olayları ve suç eylemleri haline geldi.

Hukukun üstünlüğü ile asayişi çiğneyen, Hong Kong'un refahı ile istikrarına zarar veren ve "Bir Ülke, İki Sistem" ilkesine meydan okuyan bu eylemlere, hukukun üstünlüğüyle yönetilen hiçbir ülke izin vermez. Hong Kong Özel İdari Bölgesi yönetiminin şiddet olaylarına karışan suçluları yasalara göre cezalandırması, Hong Kong'daki hukukun üstünlüğü uygulamalarına ve insan hakları ile özgürlüğe yönelik bir koruma anlamına geliyor.

Pompeo ise, Hong Kong sokaklarında meydana gelen şiddet olayları ve suç eylemlerini dile getirmekten kaçınıp, Hong Kong yönetiminin yasaları büyük bir soğukkanlılıkla uygulamasını kınayarak, Çin'den "şiddet içermeyen" çözümler bulmasını istediklerini söyledi. O zaman, ABD'deki Wall Street'i İşgal Et hareketinden, Fransa'daki Sarı Yelekliler eylemine ve İngiltere'nin başkenti Londra'daki kaosa kadar, Batılı politikacılar neden "şiddet içermeyen" çözüm çağrısında bulunmadılar? Pompeo gibi insanlar, böyle bir durum Hong Kong'da ortaya çıkınca hemen söylem değiştirdiler.

Aslında son zamanlarda bazı Batılı medya kuruluşları bile tavırlarını değiştirerek, Hong Kong'daki şiddet olaylarını "çirkin", "yalan", "korkunç" gibi ifadelerle tanımlamaya başladı. ABD merkezli Bloomberg tarafından yayınlanan bir haberde, protestocuların yalan haberlerle Hong Kong emniyet güçlerini ve hükümetini "şeytanlaştırarak", polislere yönelik kin duygusu yaratmayı ve Hong Kong toplumunu bölmeyi amaçladığına işaret edildi. Ancak Pompeo, bir paranoyak gibi hala Çin'i karalamada ısrar ediyor.

Pompeo'nun ifadeleri, Hong Kong'da şiddetin tırmanmasının ABD'deki Çin karşıtı güçlerle ayrılmaz bağları olduğunu, yani diğer bir deyişle Hong Kong'da şiddet olaylarının ABD'deki Çin karşıtı güçlerin direkt manipülasyon girişimlerinin sonucunda arttığını kanıtlıyor. ABD Ulusal Demokrasi Fonu'nun sözde Hong Kong'un bağımsızlığını hedefleyen kişilere destek vermesi, Pompeo dahil bazı ABD'li siyasetçilerin Hong Konglu şiddet yanlılarıyla defalarca görüşmesi ve ABD'de Çin karşıtı bazı parlamenterlerin kongrede Hong Kong'la ilgili yasa tasarısının onaylanmasını hızlandırması gibi eylemler, ülkedeki bazı çevrelerin Hong Kong'da renkli devrim yaratarak, kaosu Çin'in ana kesimine yayma şeklindeki amaçlarını ortaya çıkarıyor.

Ne var ki, bu komplolar başarısızlığa uğramaya mahkum. Hong Kong işleri, Çin'in iç işleridir. Hong Kong işlerine hiçbir yabancı hükümet, kuruluş veya kişinin herhangi bir yolla müdahale etmesine izin verilmeyecek.

Kısa bir süre önce BRICS Zirvesi'ne katılan Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Çin hükümetinin ulusal egemenliği, güvenliği ve kalkınma çıkarlarını koruma, "Bir Ülke, İki Sistem" ilkesini izleme ve hiçbir yabancı gücün Hong Kong işlerine müdahalesine izin vermeme konularında kararlılığının değişmeyeceğini vurguladı. Xi'nin konuşması, Çin hükümetinin ulusal egemenliği koruma iradesini yansıtıyor. Pompeo gibi insanlar bunu yanlış değerlendirmemeli, yoksa çıkardıkları yangın sadece kendilerine zarar verecek.