Yorum: ABD'nin Xinjiang'a yaklaşımı, 11 Eylül'den ders alınmadığını gösteriyor

  2019-12-10 11:16:32  cri

Ren Jie, CRI

Çin Medya Grubu'na bağlı Çin Global Televizyon Ağı (CGTN) Xinjiang'da terörle mücadele konulu iki parçalık İngilizce belgesel yayımladı.

Terör eylemleri ve dini aşırıcılığın Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ne getirdiği zararları gözler önüne seren belgeseller, yayımlandıktan hemen sonra gerek Çin içinde gerekse dünya genelinde geniş yankı uyandırdı.

Belgeseli izleyenler, bu kanlı terör tablosu karşısında, sözde "2019 Uygur İnsan Hakları Yasasını" destekleyen bazı ABD'li siyasetçilerin neler hissettiğini bilmek istiyor.

Gerçekler karşısında, Amerikalı siyasetçiler Xinjiang'da terörle mücadele ve aşırıcılığa yönelik politikalara iftiralar atarak çifte standartla terörizm ve radikalizme destek vermekteler. Tüm bunlar, onların kasten veya istemeden teröristlerin sözcüsü haline gelmeye başladıklarını gösteriyor.

Xinjiang üzerinden Çin'e yaptırım ve dayatma uygulama girişimleri Amerikan siyasetinde yeni bir moda değil. Son dönemde yalan kampanyası ileri boyutlara ulaştı. Hayatlarında Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ne gitmemiş bu Amerikalı siyasetçilerin, gerçekleri nasıl tahrif ettiklerini dünya kamuoyu merak ediyor.

İnatçı soğuk savaş zihniyeti

11 Eylül terör saldırılarının ardından Amerikan toplumu terörle mücadelede uluslararası işbirliği ve dayanışmanın gerekliliğini ve aciliyetini görmüştür. Ancak Çin karşıtı dar bilinç ve inatçı soğuk savaş zihniyeti bazı ABD'li milletvekillerini sersemletmiş durumdadır.

Ciddi ırk ayrımcılığı, bireysel silahlanmanın yaygınlaşması, toplumsal şiddet olaylarıyla boğuşan ABD, insan haklarının sorunlarını çözmüş gibi, dünyada insan haklarının hamisi rolüne soyunmaya çalışıyor.

CGTN'nin hazırladığı Xinjiang belgeselleri terörün gerçek yüzünü göstermiştir. Belgeselleri izleyen çok sayıda yabancı internet kullanıcısı "Xinjiang meselesiyle ilgili yorum yapmadan önce bu belgeseller izlenmelidir" diye paylaşımlarda bulundu.

Belgeselde gösterilen orijinal görüntüler, Xinjiang meselesinin tüm yönlerinin daha iyi görülmesini sağlayacak ve Çin hükümetinin terörle mücadelede aldığı tedbirlerin gerekliliği ve meşruiyetinin tam olarak anlaşılmasına yardımcı olacak.

Dünya kamuoyu, Xinjiang'da temel sorunun insan hakkı ihlalleri veya belli bir etnik grubu veya dini hedef alan politikalar değil, bölücülük ve terör meselesi olduğunu artık çok daha iyi görmektedir. Asla belli bir etnik grubu ve dini hedef almayan terörle mücadele çalışması, bu alanda küresel çabaya da büyük destek sağlamıştır.

Xinjiang'da mesleki eğitim merkezlerine alınanların tamamı buralardan mezun olmuş ve devlet desteğiyle istihdam edilmiştir. Geçen yılın sonunda itibaren, 70'i aşkın ülkeden gelen bini aşkın şahıs Xinjiang'i ziyaret etti. Onlar, mesleki eğitim merkezlerindeki öğrencilerle sohbet ederek kafalarındaki tüm soruları muhataplarına yöneltip bilgi aldı.

Amerikalı siyasetçiler ısrarla ahlak ve vicdanın karşı tarafında yer almayı seçerlerse, sonunda tarihin alay konusu olmaktan öteye gidemeyecekler ve hazırladıkları acı zehri kendileri içmek zorunda kalacaklar.