Yorum: Xinjiang'daki sözde insan hakları sorunu siyasi bir yalan

  2020-03-13 20:24:05  cri

Cenevre'de düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 43. oturumuna korona virüsü salgını nedeniyle bugünden itibaren geçici olarak ara verilirken, bazı ülkelerin Xinjiang'ı gündeme getirerek Çin'i karalama çabaları durmadı.

ABD, kısa süre önce yayımladığı İnsan Hakları Raporu'nda, Çin'deki insan hakları durumunu ve Çin hükümetinin Xinjiang politikalarını bir kez daha karalamaya çalıştı.

Raporda, Çin hükümetinin Uygurları sözde "toplama kamplarında" gözaltında tuttuğu dahi iddia edildi. Bu çirkin iddialar ve karalamalar gerçeklere tamamen aykırı. Bu karalamalar, özünde siyasi bir yalan olmanın ötesine geçmemekle birlikte, Xinjiang'daki terörizmle mücadele çalışmalarını engellemeyi, böylece Çin'in kalkınmasını kısıtlamayı amaçlıyor.

Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan birçok insanın gözünde, ABD'nin "toplama kampı" olduğunu savunduğu mesleki eğitim merkezlerinin, insanları aşırı dincilikten arındırmayı ve vatandaşların güzel bir hayata kavuşmalarını amaçlayan önemli platformlar olduğu biliniyor.

Xinjiang'a bağlı Atuş kentinde yaşayan Merdancan Helim adlı genç, geçen yılın ağustos ayında mesleki eğitim merkezindeki tüm eğitim programlarını tamamlamasının ardından iki arkadaşıyla beraber bir eğitim kurumu açtı.

Merdancan Helim, basına verdiği demeçte, ''Mesleki eğitim merkezi hayatıma büyük bir değişim getirdi ve bu sayede güzel hayat sürmeye başladım." ifadesini kullandı.

Batılı ülkelerin Xinjiang'da dini özgürlüklerin kısıtlandığı yönündeki iddialarının da hiçbir temeli yok. Çin, bölgede 35 binden fazla cami inşa etti. Buna rağmen, Fransa'da 2 bin 500, ABD'de 2 bin 106 ve İngiltere'de bin 600 cami bulunuyor. Yani Xinjiang'da kişi başına düşen cami sayısı, Batılı ülkelere göre üç kat fazla. Xinjiang'da her 530 Müslüman vatandaş başına bir cami düşüyor.

Rivayetler ve iddialar gerçekleri yansıtmıyor. Xinjiang yerel hükümeti, uluslararası toplumun bölgedeki toplumsal ve ekonomik gelişmeler hakkında bilgi edinmesi için çok sayıda ülkeden binden fazla diplomatı, uluslararası örgütlerin yetkililerini, gazetecileri ve din görevlilerini ağırladı. Bu kişilerin tamamı, Xinjiang'da şahit olduklarının, Batılı basın organlarında tasvir edilenlerden tamamen farklı olduğunu teyit etti.

En son düzenlemelere göre, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet bu yıl Xinjiang'ı ziyaret edecek. Bachelet'in, gerçek Xinjiang'ı sözde insan hakları koruyucularına da anlatmasını temenni ediyoruz.