Yorum: Çin: ABD'nin Çin medyasını mantıksız bir şekilde bastırmasına karşı önlemlerimiz makuldür

  2020-03-18 21:03:00  cri

Çin Dışişleri Bakanlığı, bugün yaptığı açıklamada ABD'nin ülkesinde bulunan Çin medya ajanslarını mantık dışı hareketlerle bastırmasına karşılık vermek için üç önlem açıkladı. Bu beklenmedik bir şey değil. ABD daha önce Çin medyasını kısıtladığı ve Çinli gazetecileri sınır dışı ettiğinde Çin, yanıt verme ve önlem alma hakkını saklı tuttuğunu vurgulamıştı.

Bir dizi gerçek, önce ABD'nin Çin medyasını bastırdığını ve bu baskının arttığını kanıtlıyor. Giriş vizesi örnek alınarak, ABD'nin Çinli gazetecilere yönelik ayrımcı politikası nedeniyle, 2018'den bu yana 30'dan fazla Çinli gazetecinin vize başvurusu ABD tarafından ertelendi hatta reddedildi. Bunlardan dokuzu ABD'den ayrıldıktan sonra ülkeye tekrar giremedi.

ABD'nin aldığı ilgili önlemler burada bitmiyor. ABD'deki birkaç Çin medya ajansının "yabancı ajan" olarak tescil edilmesinin zorunlu kılınmasından, 5 Çin medya ajansının "yabancı misyon" olarak listelenmesine ve ardından ABD'de 5 medya ajansının personel sayısını sınırlamaya yönelik tedbirlerin alınmasına kadar, ABD'nin davranışı, ABD'deki Çin medyasının normal işleyişini ciddi şekilde etkiledi.

Buna ek olarak, ABD çeşitli nedenlerle Çinli gazetecilerin ABD'deki röportaj çalışmalarını kısıtladı. Örneğin, ABD, bağlı oldukları kuruluşların "yabancı ajanlar" olması gerekçesiyle, Çinli gazetecilerin ABD Kongresi muhabiri belgelerine başvurusunu reddetti. Röportajlara katılan Çinli muhabirlere de sık sık farklı bir gözle bakılıyor ve hatta asılsız sorgulanıyorlar.

Açıkçası, ABD tarafı önce Çin medyasına sorun çıkardı. Çin'in buna karşı aldığı önlemler ABD'nin eylemlerine karşı elzem adımlardır. Bu kendi haklarının korunması için makul bir savunma eylemidir. Çin'in bu önlemleri, ABD tarafının sık sık dediği "mütekabiliyet" ilkesine uygundur.

Çin, ülkesindeki beş ABD medya bürosunun Çin'deki personel, finans, operasyonlar ve gayrimenkul bilgileri gibi tüm yazılı materyalleri Çin'e bildirmesini istiyor. Bu, ABD'nin beş Çinli medya ajansını "yabancı misyon" olarak görmesine karşı bir önlemdir.

Çin, New York Times, The Wall Street Journal ve Washington Post adına Çin'de görev yapan Amerikan vatandaşı gazetecilerin 10 gün içinde basın kartlarını iade etmelerini istedi. Onlar Hong Kong ve Makao dahil Çin Halk Cumhuriyeti'nde gazetecilik olarak çalışamayacaklar. Bu, ABD'deki Çin medya ajanslarının çalışanlarının büyük ölçüde azalılması ve sınır dışı edilmesine karşı alınan bir önlemdir.

Buna ek olarak, ABD'nin vize, idari inceleme ve röportaj yapma üzerinde Çinli gazetecilere yönelik uygulanan ayrımcı kısıtlamalar göz önüne alındığında, Çin de ABD'li gazetecilere karşı önlemler alacak.

Aslında ABD'nin Çin medyasını bastırması ABD tarafındaki "basın özgürlüğü"nün ikiyüzlülüğünü yansıtıyor. Bunun arkasında Çin medyasına yönelik "Soğuk Savaş" düşüncesi ve ideolojik önyargı taşıyan "siyasi bastırma" ve "siyasi zorbalıklar" vardır.

ABD'de faaliyet gösteren Çinli gazeteciler uzun yıllar boyunca ABD yasalarına ve yönetmeliklerine sıkı sıkıya uyuyor ve gazetecilik etiğine sadık kalıyor, sadece Amerikalılara Çin hikayeleri anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda ABD'deki gerçek durumu Çin halkına tanıtarak iki ülke arasındaki kültürel ve beşeri iletişime önemli bir rol oynamaktalar.

Buna rağmen, 2018'den beri ABD, kendi "stratejik" düzeni gerekçesiyle Çin medya kuruluşlarına yönelik baskıyı artırdı. Bu Çin medya kuruluşlarının röportaj etkinlikleriyle alakalı değildir. Aralık 2017'de ABD tarafından yayınlanan "Ulusal Güvenlik Stratejisi Raporu"nda Çin ABD'nin "stratejik rakibi" olarak konumlandı. O zamandan beri ABD siyasi, ekonomik ve bilimsel düzeylerde Çin'e yönelik baskıyı kademeli olarak artırdı.

Aslında Çin, yabancı medya kuruluşlarının Çin'i kapsamlı ve nesnel olarak rapor etmesini her zaman memnuniyetle karşıladı ve tüm ülkelerden gazetecilerin Çin'deki normal haber çalışmalarına destek ve kolaylık sağladı. Şu anda Çin'de bulunan yüzlerce yabancı gazeteci ülkede sorunsuz bir şekilde çalışıyor.

Çin'in dışa açılma konusundaki temel politikası değişmeyecek. Çin, her zaman tüm ülkelerden gelen medya kuruluşları ve gazetecilerin yasalara ve düzenlemelere uygun olarak Çin'de röportaj çalışmalarına kolaylık ve yardım sağlamaya devam edecektir. Çin, Çin'e karşı ideolojik önyargılara karşı çıkıyor, basın özgürlüğü adı verilen sahte haberlerin üretimine karşı çıkıyor ve gazetecilik etiğini ihlal eden eylemlere karşı çıkıyor.

Bazı analistlerin de belirttiği gibi, Çin'in bu seferki yanıtı geçmişe göre daha açıktır. Bu yeni bir sorun yaratma girişimi değil, ABD'yi uygunsuz eylemlerini düzeltmeye çağırma gayretidir. Çin medyasının ABD tarafından siyasi olarak bastırılması iki ülke arasındaki ilişkiye yeni bir belirsizlik getirdi. ABD'nin ilgili davranışları derhal durdurması tavsiye edilir. ABD hatalara devam ederse, Çin buna karşı daha fazla önlem alacaktır.