Yorum: Amerikan siyasetçiler hâlâ "kirli sularını" başkalarının kapısına döküyor

  2020-03-26 20:12:43  cri

Xu Yanqing-CRI Haber Merkezi

ABD merkezli televizyon kanalı CNN tarafından dün verilen haberde, bir Avrupalı diplomatın değerlendirmesine yer verildi. Söz konusu diplomat, "ABD Dışişleri Bakanlığı'nın önerisi kırmızı çizgiydi. Virüsün damgalanmasını kabul edip, bununla iletişim kuramazsınız." ifadelerini kullandı. Avrupalı diplomat, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun "Wuhan virüsü" ifadesinin G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ortak açıklamasına yazılmasında ısrar etmesinden ve bunun diğer ülkeler tarafından reddedilmesinden bahsediyor. Pompeo'nun söz konusu girişiminden dolayı toplantıdan sonra ortak açıklama yayımlanamadı.

Bu sonuçtan Avrupa tabii ki esef duyuyor, ancak hayal kırıklığına uğrayan taraf olay yaratmaya çalışan Pompeo'lardır.

ABD'de bulunan Johns Hopkins Üniversitesi tarafından açıklanan verilere göre, ABD'de yeni korona virüsünden dolayı yaşamını yitirenlerin sayısı bini geçti. Bunun yanı sıra, son üç günde tespit edilen yeni vaka sayısı da 10 bini aştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan tahmine göre, ABD büyük ihtimalle salgının yeni merkezi olacak.

ABD'de salgının ciddiyetinin arttığı bugünlerde siyasetçiler üzerlerindeki sorumlulukları başkalarına atmaya devam ediyor.

Pompeo, "Wuhan virüsü" ifadesini ilk kez 6 Mart'ta kullanmıştı ve ondan sonra ABD'deki bazı politikacılar da bunu fırsat bilerek Çin'i damgalamaya başlamıştı. ABD Başkanı Trump'ın Salı günü "Çin virüsü" ifadesini kullanmayacağını belirtmesine rağmen, Pompeo'nun konuşması ve hareketinden, bazı Amerikan politikacıların Çin'e yönelik düşmanlıklarından ve önyargıdan hiç vazgeçmediği anlaşılıyor.

ABD basınında yer alan haberlere göre, şu an ABD'deki sıradan vatandaşların COVID-19 test talepleri karşılanamıyor. ABD'de hastanelerdeki yatak ve tıbbi ekipmanların eksikliği daha da öne çıkıyor. Örneğin, ABD'de salgından en ciddi etkilenen bölgelerden New York'un valisi Andrew Cuomo, salgının zirve yaptığı dönemde 140 bin yatağa ihtiyaç duyulacağını, ancak şu an 90 bin yatak eksikliğinin bulunduğunu söyledi. Cuomo ayrıca, hükümetin ona 400 solunum cihazı göndereceğini söylediğini, ancak ihtiyaçlarının 30 bin olduğunu belirtti.

Bu nedenle, Pompeo'nun G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndaki girişimi ABD'de şiddetli eleştirilere neden oldu. Öte yandan, DSÖ'nün aynı gün düzenlediği basın toplantısında, Genel Sekreter Tedros Adhanom Ghebreyesus dünya ülkelerine daha aktif tedbirler alarak, COVID-19 salgınını önlemenin ikinci "fırsat penceresini" kaçırmama çağrısında bulundu.

ABD'de ilk COVID-19 vakası 20 Ocak'ta tespit edildi. 13 Mart'ta ise salgın nedeniyle ulusal olağanüstü hal ilan edildi. Washington, neredeyse iki ayını boşa geçirdi ve Çin'in büyük bedeller ödeyerek dünya için yarattığı ilk fırsatı kaybetti. Şimdi bazı ABD'li politikacılar, kamuoyunun odağını başka yerlere çevirerek ve sorumluluklarını başkalarına atarak ABD'nin ikinci fırsat penceresini de kaçırmasına mı neden olacak?

Salgın, insanlığın ortak düşmanıdır. Dayanışma ve işbirliği, uluslararası toplumun ortak anlayışı ve en ivedi ihtiyacı. Şu an Çin, yurt içinde salgının yayılmasını önlemenin yanı sıra, zorluk yaşayan bütün ülkelere mümkün olan bütün yardımı sağlıyor. Bu ülkelerle deneyimlerini paylaşmanın yanı sıra, yine bu ülkelerin ihtiyaç duyduğu ekipmanları Çin'den satın almalarına kolaylık sağlıyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, son günlerde İngiltere ve Fransa olmak üzere birçok ülkenin liderleriyle gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinde, BM ve G20 çerçevesindeki işbirliğinin yoğunlaşması gerektiğini vurguladı.

G20 ülkelerinin COVID-19 salgınıyla mücadele konulu sanal zirvesi video-konferans yoluyla bugün gerçekleştirilecek. Uluslararası toplum, G20'nin yönlendirici rol oynayarak, salgınla ortaklaşa mücadelenin yanı sıra, küresel ekonomik büyümede istikrar sağlamak için çeşitli tarafların güçlerini seferber etmesini bekliyor. Çin G20'nin diğer ülkeleriyle birlikte, zirvede somut sonuçlar elde edilmesi için çalışacağını ifade etti.

Bazı ABD'li politikacıların ülkesindeki ve uluslararası toplumdaki rasyonel seslere kulak vererek, Çin'i karalama girişimlerini derhal durdurması gerekiyor. ABD'nin söz konusu girişimleri, ne yurt içinde salgınla mücadeleye yardım edebilir, ne de uluslararası salgınla mücadele işbirliğine yarar sağlayabilir. Washington, küresel salgınla mücadelede nasıl bir planı izleyeceğine iyi düşündükten sonra karar vermeli.