Çin ekonomisi "evde kaldı", ama sınıfta kalmadı! Dijital ekonomi devrede

Bir hafta önce görünüşte birbiriyle bağlantısı olmayan iki olay meydana geldi.

Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından 15 Mayıs'ta yapılan açıklamaya göre, ülkenin yüksek teknolojili imalat sektöründe yüzde 10,5, sanayi robotu ve mikro bilgisayar gibi dijital ürünlerin üretiminde ise yüzde 26 oranda büyüme gerçekleşti.

Bundan 2 gün önce Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'nun aralarında bulunduğu 17 bakanlık, Alibaba, Tencent ve Huawei gibi internet devleri ve çok sayıda finans kuruluşunun işbirliğiyle, Dijital Dönüşüm İçin Ortaklık Programı başlatılmıştı. KOBİ'lerin dijital çağa girmesi amaçlanıyor.

Söz konusu iki olay birlikte incelendiğinde, Çin ekonomisinin devrim aşamasına girdiği söylenebilir. Böyle bir devrim, her Çinliyi ilgilendiriyor. Devrim "buluttan" başlıyor. Bulutta sebze almak, bulutta iş aramak ve bulutta mal satmak... Buluttaki yaşam, salgının etkisi altındaki insanların yeni normal yaşam tarzı haline gelmiş durumda.

Bulutta yaşam, Alibaba, Tencent ve Huawei gibi teknoloji şirketlerinin büyük emeğiyle geliştirdiği "bulutlara" dayanıyor. Salgına karşı, adı geçen teknoloji şirketleri KOBİ'lerin de "bulutlardan" yararlanabilmesi için çözüm arıyor.

"Bulutların" arkasında ise canlı dijital ekonominin gücü ve şirketlerin inşasına katıldığı Çin ekonomisinin geleceği yatıyor.

Neden dijital ekonomi?

Çin'in dijital ekonomisini anlamak için birkaç rakama bakmak yeterli.

Küresel Covid-19 haritasını izleyenlerin sayısı her gün artıyor. Siteyi tekrar tekrar açanlar, kalbinde baharın gelmesini bekliyor.

Dijital teknolojiler dijital ekonominin temelidir. Salgın sırasında, Huawei, hastaların tedavisi için 10 günde inşa edilen Huoshenshan geçici hastanesinde 5G iletişimini test etmek için sadece 3 gün kullandı. Bu sistemle, ülke genelindeki doktorların hastanede vakaların teşhisi ve tedavisi için yüksek çözünürlüklü video konferans yapmaları sağlandı.

Hastaları takip etme ve gruplandırma gibi konularda dijital teknolojiler büyük rol oynadı. Bir hastayla aynı ulaşım aracını kullanan vatandaşları internet yoluyla bulmak, doğrulanan bir vakanın daha önce nerelerde bulunduğunu tespit etmek, sağlık durumunu gösteren kare koduyla şehirler arası seyahat etmek...

3 Şubat'ta Çin'de 200 milyon kişi evden çalıştı. Evde izolasyon normal bir durum olduğunda, insanlar, toplumsal işleyiş ve işlerin eskisi gibi normal sürdüğünü fark etti. Çinliler, Tencent Konferansı gibi uygulamalar sayesinde çalışmalarını sürdürdü. Bu sürede Birleşmiş Milletler'in kuruluşunun 75. kutlama etkinlikleri de Tencent Konferansı gibi platformlarda düzenlendi. Dingtalk ise, BM tarafından önerilen evden ders öğrenme platformu oldu.

Sokağa çıkıp alışveriş yapmayı seven teyzeler, salgın sırasında, bulutta sebze almayı öğrendi. Bunun sonucu taze sebze ve et ürünleri satan uygulamaların kullanıcı sayısı yüzde 50 arttı.

Evde kalarak da ekonomiye katkı sağlanır

Çinli tüketicilerin salgın sırasında yaptıkları harcamaların yüzde 70,4'ü eve online sipariş olarak gitti. Yani evde kalırken de ulusal ekonomiye büyük katkı sağlandı. Salgın, bulutta yaşamı hızlandırırken, insanların tüketim alışkanlığını değiştirdi.

Çin'in yılın ilk çeyreğindeki ekonomik rakamlarına göre, gayri safi yurt içi hasılada düşüş yaşandı, ancak birkaç endeks yükseldi; e-ticaret alanındaki hizmet ve yatırımların değeri yüzde 40'a yakın bir oranda arttı, bilgilerin aktarımı, yazılım ve bilişim teknolojisi sektörünün katma değeri yüzde 13 oranda çoğaldı...

Sanayi ve Bilişim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, dijital ekonominin gayri safi yurt içi hasıladaki payı yüzde 34,8'e ulaştı. Böyle bir gelişme aniden olmadı, yıllar süren çalışmalardan sonra gerçekleşti.

Küçük bir işletmeden bugüne gelen Huawei, şirketlerin geleceği için 2 unsur sıraladı. Biri, 5G temelindeki bilgi bağlantıları; öbürü ise bulut ve hesaplama. Bu görüşe Alibaba ve Tencent gibi internet devleri de katılıyor.

Dijitalleşme sürecinde rekabetin büyük önem taşıdığı savunuluyor. Piyasadaki rekabetin özü, dijital ekonomiye katılanlara "baskı testi" yapmak ve sektördeki kaliteli şirketlerin ayakta kalmasını sağlamak.

10 yıl önce kimse bulutun ne olduğunu bilmezdi. Alibaba'nın bulut sistemi Aliyun'un şekillendirilmesi için 5 yıl gerekti, 1 milyar yuan harcandı. Ancak 5 yıl sonra 1 milyar yuan 3 milyar yuana dönüştü. Bunu çok sayıda şirket takip etti.

Dijital ekonomi, geleceği temsil ediyor mu?

1990 yılında dünyanın en değerli 10 şirketinden 6'sı finans ve yatırım sektöründen gelirken, 2019 yılına gelindiğinde 7'si internet teknoloji şirketleridir. Bu, çok belirgin bir eğilime işaret ediyor.

Çin'de 2018 Aralık ayında düzenlenen merkezi ekonomik çalışmalar toplantısında 5G'nin ticari kullanımına hız verilmesi, yapay zeka, sanayi interneti ve nesneler interneti gibi yeni tip altyapı tesislerinin inşasının güçlendirilmesi kararlaştırılmıştı. 2019 yılında ülkenin tüm idari bölgelerinin çalışma raporlarında ilgili konulara özen gösterildi.

4G ve mobil internet teknolojisi insanların bulutta yaşamını güvence altına alırken, 5G'in temsil ettiği yeni teknolojiler ise dijital ekonomiyi bir adım daha ileri taşıyacak. Dijital ekonomi, hem bilim ve teknoloji devlerinin hedefi, hem KOBİ'lerin geleceğidir.

Dijital ekonomiye dönüş, küresel bir rekabettir. Her ülke hareket ediyor, ancak bazı ülkeler kendi imkanlarıyla diğer ülkeleri engelliyor. ABD Ticaret Bakanlığı, Huawei'ye çip tedarikine yeni sınırlama koydu.

Bir Japon basın kuruluşu kısa süre önce Huawei'nin en pahalı model cep telefonunun parçalarını söktü ve şunu fark etti: Yaptırımlardan sonra telefondaki Çin malı parçaların kullanım oranı eskiye göre yüzde 42 artmıştı!

Bunun arkasında Çin'in dayanıklı sektör zincirleri, ayrıca Çin'in kendi hedeflerini gerçekleştirme özgüven ve kapasitesi var.

ABD'li danışma şirketi McKinsey & Company'in hazırladığı bir raporda, Çin'deki e-ticaret hacmi 10 yıl önce sadece dünyanın yüzde 1'i iken, bugün yüzde 40'ı aştığı; bireysel tüketimle ilgili mobil ödeme hacminin 790 milyar dolarla ABD'nin 11 katına denk geldiğine dikkat çekildi.

Çin'de dijital ekonominin 2025 yılı itibaariyle 60 trilyon yuana (8,4 trilyon dolar) ulaşması bekleniyor.