Yabancı işletmeler Çin'de yatırımlarını arttırıyor

  2020-06-11 14:32:55  cri

COVID-19 salgının küresel ekonomiye etkilerine dair beklentiler dünya gündemindeki yerini korurken, çok uluslu şirketlerin küresel piyasadaki yatırımlarının geleceği de ciddi merak konusu. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'de de yabancı yatırımların geleceği son günlerde sık sık gündeme geliyor. Peki bu yatırımlara dair öngörüler neler?

Dünyanın en büyük fast food zincirlerinden Popeyes 15 Mayıs'ta, Shanghai'de ilk restoranını açtı. Açılış gününde, restoranın girişinde 200 metrelik uzun kuyruk oluştu. Sabah 10.00'da açılması beklenen restoran önünde bazı kişiler saat 04.00 itibarıyla beklemeye başladılar. Şirketin Çin'deki ikinci restoranını da bu ay açması bekleniyor.

Böylece fast-food restoran işletmecisi TFI TAB Gıda Yatırımları AŞ, 2012 yılında Burger King ile başladığı Çin faaliyetlerine Popeyes markasını da ekledi. Aradan geçen yaklaşık sekiz senede Burger King'in Çin'deki şubelerinin sayısı bin 300'e çıktı.

Popeyes China'nın CEO'su Raphael Coelho,şirketin Çin'deki ilk restoranın açılış tarihinin COVID-19 salgını nedeniyle ertelenmesine rağmen, şirketin Çin piyasasındaki uzun vadeli planına iyimser baktığını belirtti. Plana göre, Popeyes Çin'de bin 500 şube açacak.

COVID-19 pandemisinin dünya genelinde yayılmaya devam etmesiyle birlikte, ABD gibi bazı ülkeler kendi işletmelerine fabrikalarını Çin'den çekme çağrısında bulundu. Piyasalarda da yabancı işletmelerin fabrikalarını, tedarik zincirlerini ve üretim hatlarını Çin'den çekeceğine dair söylentiler çıktı. Ancak mevcut duruma bakıldığında, Popeyes gibi yabancı işletmelerin Çin'deki yatırımları artıyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı, kısa süre önce söz konusu söylentilere bir yanıt verdi. Bakanlık Sözcüsü Gao Feng, "Şu an yabancı sermayelerin Çin'den çekilmesi veya endüstri ve tedarik zincirlerinin başka ülkelere kaydırması gibi bir durum söz konusu değil. Tam tersine, Çin'deki istikrarlı iş ortamı, güçlü rekabet avantajı, büyük piyasa ve iç talep potansiyeli gibi unsurlardan dolayı, birçok çok uluslu şirket, Çin'de endüstri zincirini daha da genişletmeyi planlıyor" diye konuştu.

Ticaret Bakanlığı'ndan Bai Ming, "Çin çok büyük bir piyasa. Bu piyasadan çekilmek kolay bir karar değil. Ancak yabancı işletmelerin Çin piyasasındaki kalkınma modeli, yeni gelişime adapte olmalı. Eskiden Çin'in düşük iş gücü maliyetinden daha çok faydalanan yabancı şirketler, gelecekte yüksek kaliteli alanlarda Çin'le karşılıklı yarara dayalı işbirliği gerçekleştirmeye yoğunlaşmalı" diye konuştu.

Aslında bu yıl yabancı sermayenin Çin piyasasına yönelik faaliyetlere devam etmesi de diğer bir taraftan yabancı işletmelerin Çin piyasasına iyimser baktığını yansıtıyor. Verilere göre, Nisan ayında Çin'de fiilen kullanılan yabancı sermaye 70 milyar 360 milyon yuanla (10 milyar 140 milyon ABD doları) geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,8 arttı. Küresel ekonomik faaliyetlerin durgunlaştığı bir zeminde bu rakam büyük önem taşıyor.

Öte yandan dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin bu yılın ilk çeyreğindeki gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 5 azaldığı bildirildi. Amerikan İflas Enstitüsü'nden açıklanan verilere göre, ABD'de iflas başvurusu yapan işletmelerin sayısı yüzde 48 arttı.

Bu zeminde, bazı Amerikan yetkililer, ABD işletmelerinin Çin'den çekilip yurda dönmesini sağlamak için çabalıyor. ABD basınında yer alan yorumlara göre, Amerikan yöneticilerin bu çabaları, işletmelerin Çin piyasasına yönelik yatırımlarını arttırmasını engelleyemedi.

Bunun dışında dünyanın en büyük perakende mağaza zincirlerinden WalMart, elektrikli araç devi Tesla, enerji şirketi Exxon Mobile gibi Amerikan işletmeler, son zamanlarda Çin piyasasındaki faaliyetlerini daha da genişletiyor. Tesla tarafından açıklanan bilgilere göre, şirket bu yıl Çin genelinde 4 binden fazla elektrikli araç şarj istasyonu inşa edecek.

Çin-Amerikan Ticaret Odası (AmCham China) tarafından Nisan ayında sunulan bir ankete göre, Çin'deki 900 Amerikan işletmenin yüzde 99'u Çin piyasasından ayrılmayacağını belirtti. Aynı kuruluş tarafından Mayıs'ta sunulan diğer bir rapora göre, Çin'deki Amerikan işletmelerin yüzde 36'sı ülkedeki yatırım planlarını yerine getireceklerini kaydetti.

Bunun dışında Alman ve Japon işletmeler de Çin'e yönelik yatırımlarını arttırıyor. Örneğin Volkswagen 29 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Çin'in elektrikli araç sektörüne yaklaşık 2 milyar avroluk yatırım yapacağını bildirdi.

Öte yandan elektrik motorları üreten Japon Nidec Corporation, Çin'de bir Ar-Ge üssü inşa etmek üzere, yaklaşık 6 milyar 500 milyon yuanlık (929 milyon ABD doları) yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı.

McKinsey Küresel Enstitüsü tarafından sunulan bir rapora göre, Çin'in iç tüketiminin büyümesi nedeniyle dünyanın diğer bölgelerinin Çin'e bağımlılığı daha da arttı. Çin ekonomisinin yeniden canlanması dünya ülkeleri için de fırsat yaratıyor.