Yorum: TikTok'un acımasızca yasaklanması, ABD için bir trajedi

  2020-08-04 21:19:40  cri

ABD Başkanı Donald Trump, herhangi bir Amerikalı firmaya satılamaması halinde Çin merkezli sosyal medya platformu TikTok'un ABD kolunun 15 Eylül'den itibaren yasaklanacağını kaydetti. Trump ayrıca, Microsoft gibi dev bir şirketin TikTok'tan elde edeceği kazancın büyük bir kısmını ABD Hazine Bakanlığı'na teslim etmesi gerektiğini açıklamıştı.

Trump'un zorbalıkla dolu bu açıklaması, uluslararası toplumda yoğun tepkiye yol açtı. ABD Adalet Bakanlığı Antitröst Bölümü Eski Hukuk Başdanışmanı Gene Kimmelman, basına verdiği demeçte, ABD liderinin söz konusu açıklamasının antitröst yasasında herhangi bir dayanağının olmadığını kaydetti. Uzmanlar, ABD'li siyasetçiler ile internet devleri arasındaki cadı avının, ABD'nin Çin ile düşmanlığı kışkırtma ve Çin'in kalkınmasını engelleme yönündeki çirkin emellerini ve "adil rekabet" hususundaki ikiyüzlülüğünü açıkça ortaya koyduğunu savunuyor.

ABD tarafının "ulusal güvenlik" bahanesiyle TikTok'u yasaklamaya çalışması, Çin'in telekomünikasyon devi Huawei şirketine karşı uyguladığı yaptırımlarla hemen hemen aynı minvalde. Stanford Üniversitesi Hukuk Profesörü Mark Lemley kısa süre önce CNN kanalına verdiği demeçte, TikTok'un ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğuna dair bir delilin bulunmadığını ileri sürdü. Batı basınında yer alan haberlerde ise, ulusal güvenliğin, ABD'nin Çinli ileri teknoloji şirketlerine kapsamlı baskı uygulamak için bulduğu bir bahane olduğu, Beyaz Saray'ın Çin'e karşı teknoloji savaşı başlatmak için gerekçe bulmaya çalıştığı ileri sürüldü.

Ticari bakımdan, dünyada 1 milyar kişi tarafından takip edilen ve Batı ülkelerinde popüler olan TikTok'un, veri güvenliğinin korunmasına önem vermeme gibi bir seçeneği yoktur. Çin pazarında faaliyet gösteren bir şirkete bağlı olan TikTok, tamamen yabancı kullanıcılar için tasarlandı. Her zaman hem uluslararası hukuk ve piyasa kuralları çerçevesinde hem de ABD'nin kanunlarına göre faaliyet gösteren TikTok, ABD'li kullanıcıların bilgilerini de yine ülke içinde tutmakta.

Ancak, bazı ABD'li politikacılar TikTok'u Çin hükümetinin "istihbarat kaynağı" olarak değerlendiriyor. Bu tam bir siyasi oyundur. Söz konusu politikacılar, kendi çıkarları için ekonomik sorunları siyasileştiriyorlar. Forbes dergisinde dün yayımlanan bir makalede, "TikTok'un kullanıcı bilgilerini Çin hükümetine aktardığı" iddiasıyla ilgili kanıt bulunmadığını, üstelik yalnız TikTok değil, başka sosyal medya platformlarının da kullanıcı bilgilerini topladığı kaydedildi.

TikTok'un Beyaz Saray tarafından yasaklanmasının bir başka nedeni de konumu ve inovatif çekiciliğiyle TikTok'un Batılı kullanıcıların ilgisini çekmesi ve ABD'li internet devlerini geride bırakmasıdır.

Peki, Beyaz Saray'ın Çinli işletmelere getirdiği kısıtlamalar gerçekten ABD'nin çıkarlarına uygun mu? Pandora'nın kutusu açılınca ABD de kesinlikle zarar görecektir. Örneğin TikTok, ABD'de bin beş yüzden fazla kişiye istihdam sağladı ve personel sayısını önümüzdeki üç yılda on binin üzerine çıkarmayı planlıyordu.

ABD'de meşru faaliyetlerde bulunan Çinli bir şirkete bu şekilde baskı uygulanması, ABD'li siyasetçilerin Çin karşıtlığı uğruna sağduyusunu kaybettiğini gösteriyor. Üstelik TikTok, Amerikalı gençler arasında büyük ilgi görüyor. Şirkete getirilen kısıtlamalar, Trump yönetiminin muhakkak daha fazla oy kaybetmesine yol açacaktır.

Uzun vadeli perspektiften bakıldığında ise, Washington'un, Dünya Ticaret Örgütü'nün açıklık, şeffaflık ve eşitlik ilkelerine aykırı olan bu zorbaca girişimleri, uluslararası bilim ve teknoloji şirketlerinin ABD'nin gerçek yüzünü görmesini sağlıyor. Gelecekte hangi teknoloji şirketi ABD piyasasına girip baskı altında kalmaya razı olur? Bilim ve teknoloji alanındaki yenilik üreticileri ABD piyasasından uzaklaşırlarsa, yatırımcıların gözünde ABD albenisini kaybedecektir.