Yukiya Amano bugün Tahran'da bir günlük İran ziyaretine başladı. Amano ziyareti sırasında İran Nükleer Başmüzakerecisi Muhammed Cevad Zarif ile bir araya gelecek. Amano'nun ayrıca İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yle görüşmesi bekleniyor. Amano İran'a gitmeden önce Viyana Uluslararası Havaalanı'nda basına verdiği demeçte, İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl amaçlı olmasını sağlamak için İranlı liderlerle yapacakları görüşmelerle geçmişten kalan sorunları kapsamlı bir şekilde çözebileceklerini beklediğini kaydetti.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Seyid Abbas Arakçı dün yaptığı konuşmada, İran'ın UAEA ile senkronize prensibe dayalı yeni bir işbirliğine başladığını ve İran tarafından ileri sürülen söz konusu işbirliğinin UAEA tarafından olumlu karşılandığını belirtti. İki tarafın yeni işbirliği çerçeve anlaşmasını hazırlamakta olduğunu ve anlaşmanın tamamlanmak üzere olduğunu ifade eden Arakçı, Amano'nun görüşmesinin ardından söz konusu anlaşmanın imzalanmasını umduğunu söyledi. Yeni işbirliği çerçeve anlaşmasının imzalanmasının İran-UAEA ilişkisinin dönüm noktası olacağına işaret eden Arakçı, yeni işbirliğinin İran ile altı ülke arasındaki nükleer soruna dair görüşmeleri olumlu etkileyebileceğini belirtti.
İran haber ajansı İSNA'nın ilgili kaynaklarına dayalı haberinde, İran ve UAEA'nın bugün "muhakkak" yeni işbirliği çerçeve anlaşması imzalayacağına dikkat çekildi.
İran nükleer sorunlarına dair görüşmeler dün Cenevre'de sona erdi. Dünyanın bu görüşmelerdeki büyük beklentileri ise boşa çıktı ve görüşmeler sonuçsuz kaldı. Görüşmelerin sonuçsuz kalmasının nedenlerine ilişkin tahminler de basında yer buluyor. Bazı basın kuruluşlarında yer alan habere göre, İran nükleer sorunlarına ilişkin altı ülke, İran'a uygulanan yaptırımları azaltmak için İran'ın yüzde 20 oranında zenginleşitirilmiş uranyum üretimini durdurması, varolan zenginleştirilmiş uranyumu İran'dan çıkarması ve Fordo uranyum zenginleştirme tesisinin kapatılması olmak üzere üç ana koşul ortaya koydu. Ancak, İran söz konusu üç koşulu kabul etmediği için görüşmeler sonuçsuz kaldı. İran ve altı ülke, görüşmelerin detaylarını dışa açıklamama taahhüdünde bulunduğu için söz konusu tahmin doğrulanamadı.
Bazı basın organlarında yer alan çok sayıda haberde, Cenevre'de yeni biten nükleer görüşmelerin sonuçsuz kalmasında Fransa'nın önemli bir rol oynadığı iddia edildi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius 9 Kasım'da yaptığı konuşmada tarafların İsrail'in güvenlik kaygısını iyice düşünmeleri gerektiğini, İran'ın görüşmelerdeki tutumunun Fransa'yı tatmin etmediğini ve Fransa'nın "budalaca bir anlaşmanın " katılımcısı olmayacağını kaydetti.
Buna karşın İran kamuoyu dün Fransa'ya büyük tepki gösterdi. İran Meclis Ulusal Güvenlik Komisyonu Sözcüsü Fransa'yı gangster olarak kınadı. Tahran milletvekili Mahdi Chamaran ise Fransa'nın İsrail'in temsilcisi olduğunu ve ABD'nin diplomatik tavrını korumaya devam etmesini sağlamak için böyle girişim yaptığına işaret etti.
Haber ajansı İRNA'da yer alan bir yorumda, Fransa'nın, İran nükleer görüşmelerinde tecrit edilmekten kaygı duyduğu için öne çıkmayı tercih ettiği ifade edildi. Bazı İranlı internet kullanıcıları Fransız markaları boykot etme çağrıları yaptı.
Cenvre görüşmesinin sonuçsuz kalmasına karşın İran kamuoyu hayal kırıklığına uğramadı. İran Press TV'de yayımlanan bir yorumda, bunun İran'ın nükleer müzakere ekibinin Batılı baskılara teslim olmadığı ve meşru nükleer hakkından vazgeçmediğini gösterdiği belirtildi. Nükleer görüşmelere katılan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Arakçı, ülkesine döndükten sonra yaptığı bir konuşmada, görüşmelerde pek çok sorun üzerinde ilerleme kaydedildiğini belirterek, bazı anlaşmazlıkların zamanla giderilebileceğini ve sonraki tur görüşmenin sonuca bağlanmasını beklediğini ifade etti.