八 num.八: sayı. Sekiz:
八寶飯 Çok çeşitli malzemelerle yapılan pilâv
(Burada "Ba", "sekiz" değil "çok" anlamına geliyor)
八隻小鳥 Sekiz küçük kuş
四面八方 Bir bölgenin dört tarafı ya da dört köşesi
bā
巴 v. 盼望;期望: f. Beklemek, ummak:
巴望 Beklemek ︱ 巴不得 Çok istemek
bā
吧 n. 某些有特定功能和設備的休閒場所: is. Bazı hizmetler sağlayan yerler:
酒吧 Bar︱ 網吧 İnternet kafe
See bɑ on p.4 4. sayfadaki bɑ'ya bak
bǎ
把 1: v. 握住;抓住;掌握: f. Tutmak, yakalamak, kavramak:
把握 Tutmak ︱ 把守 Savunmak
他手把手教我。O, bizzat bana öğretti.
2: 表示某些事物的量: Herhangi bir sayıda olan (şey), adet:
兩把扇子 İki adet yelpaza︱ 幫他一把 Ona bir yardım et.
3: prep. 表示處置: e. Fiilin önünde kullanıldığı zaman, nesne:
把書合上 Kitabı kapat.
這下可把他樂壞了。Bu, onu çek sevindirdi.
See bà on p.3 3. sayfadaki bà'ya bak
bà
把 n. 器物或植物的花、葉、果實上面用手抓的地方: is. Alet veya bitkinin dal, yaprak, çiçek gibi bölümlerini taşıyan bölüm:
刀把兒 Bıçak sapı ︱果子把兒 Meyvenin sapı
See bǎ on p.3 3. safyadaki bǎ'ya bak
bà
爸 n. 口語中指父親: is. Baba:
爸爸 Baba
爸,你看我畫的畫!Baba, resmime bak!
bɑ
吧 用在句子最後,表示各種語氣: Cümlenin sonunda kullanılarak, farklı konuşma yönetminin ( ton) ifadesi:
快走吧! Haydi gidelim!
好,就這麼辦吧。 Tamam, işte böyle yapalım.
他不會不知道吧?Mutlaka biliyor.
See bā on p.3 3. sayfadaki bā'ya bak
bái
白 1: adj. 像雪一樣的顏色: s. Kar gibi beyaz rengi:
雪白 Kar gibi beyaz︱白紙 Beyaz kağıt
東方發白了。Şafak söktü. (Gün aydınlanmaya başlandı)
2: adj. 搞清楚;説明:s. Açık:
明白 Anlamak︱ 表白 Açıklamak
真相大白了。Gerçek yüzü gün ışığına çıkarıldı.
3: 白跑一回 Boşuna gidiş.
力氣白費了。 Tüm çabalar boşuna gitti.
bǎi
百 num. 百;也指很多: sayı. Yüz; "çok"anlamına da gelir:
三百人 Üç yüz insan︱ 百貨 Genel mallar
百花齊放 Yüzlerce çiçek birlikte açıyor.
bān
班 1: n. 為了便於學習或工作而分成的單位: is.Öğrenmeye ve çalışmaya kolaylık sağlanmak için ayrılan şube ya da birim:
三年級一班 Üçüncü sınıf birinci şube
班裏來了新同學。Sınıfımıza yeni öğrenci geldi.
2: n. 定時的工作時間;定時運行的: is. Düzenli aralıklarla çalışan meknizma:
班車 Servis arabası
我今天上早班。Bu sabah çalışıyorum.
bǎn
板 3: n. 泛指較硬的片狀物體: is.Genellikle sert katı maddelerle kastedilir:
鐵板 Demir sahanı 黑板 Kara tahta
地上有幾塊木板。Yerde birkaç tahta var.
4: n. 老闆: is. Patron:
老闆給工人提了工資。Patron, işçilerin maaşlarını yükseltti.
bàn
辦
(辦) 1: v. 做;處理;料理: f. Yapmak, ele almak:
辦公 Çalışmak︱ 辦事 İşleri halletmek
快過年了,去辦點兒年貨。
Yeni yılı karşılamak için alışverişe gidelim.
2: v. 經營;創建;開設: f. İşlemek; kurmak; açmak:
舉辦 Düzenlemek︱ 開辦 Kurmak.
他辦了一所學校。Bir okul kurdu.
3: v. 懲罰: f. Cezalandırmak:
法辦 Yasalara göre cezalandırmak
首惡必辦。Suçlular kesinlikle cezalandırılacak.
bàn
半 1: num. 二分之一: sayı. İkide bir:
半價 Yarım fiyat︱ 半裏地 Yarım li (Çin'de bir li, yarım kilometreye eşittir)
小李半夜還在看電視。Bay Li, gece yarısında bile televizyon seyrediyor.
2: adv. 不完全: zf. Tam olmayan:
半成品 Yarım işlenmiş ürün
大門半開著。Kapı tam olarak açılmıyor.
bānɡ
幫
(幫) 1: v. 幫助: f. Yardım etmek:
幫助 Yardım etmek︱ 幫別人幹活兒。Başkalarının iş yapmasına yardım etmek.
2: classifier. 用來指人: İnsanla kastedilir:
來了一幫人。Bir grup insan geldi.
bāo
包 1: v. 用紙、布等把東西裹起來:f. Kağıt veya kumaşla eşyayı paketlemek:
包裝 Paketlemek︱ 包餃 子 Mantı yapmak
小明自己包書皮兒。Xiao Ming, kitap kabağını kağıtla sarıyor.
2: n. 成件的抱起來的東西: is. Paket:
今天小周收到一個郵包。Bugün, Xiao Zhou bir paket aldı.
3: n. 裝東西的袋子: is. Eşyaları taşıyan torba:
書包 Okul çantası︱ 公文包 Evrak çantası
你的包真漂亮。Çantanız çok güzel.
bǎo
飽
(飽) adj. 吃足了: s. Doymuş:
我吃飽了。Doydum.
adj. 滿;豐滿: s. Dolu, tombul:
飽滿 Dolu
bǎo
寶
(寶) n. 珍貴的東西: is. Değerli şeyler:
國寶 Devlet tarafından korunan değerli eşya ya da hayvan
傳家寶 Kuşaktan kuşağa aktarılan değerli şey
山裏面到處都是寶。Dağda her yerde değerli şeyler var.
adj. 珍貴而稀有的: s. Değerli ve nadir görülen:
寶刀 Değerli kılıç︱ 寶物 Değerli eşya
這是一筆寶貴的財富。Bu, değerli bir varlık
bǎo
保 v. 保護守衛,使不受損害或侵犯: f. Korumak, bir şeyin zararından veya bir kişinin saldırısından korunmak:
保健 Sağlığı korumak ︱ 保護 Korumak
保護環境 Çevreyi korumak
v. 維持,使不消失或減弱:f. Sürdürmek, bir şeyin yok etmesini veya zayıflatılmasını engellemek:
保溫 Sıcaklığı korumak
保質保量完成任務。Görev iyi tamamlandı.
bào
報
(報) v. 告訴;告知: f. Söylemek, haber vermek:
報告 Haber vermek, bildirmek︱ 報警 Polise başvurmak
報名參加比賽。Yarışa katılmaya başvuru yapın.
v. 回答;回應: f. Cevap vermek, yanıt vermek:
報答 Geri vermek. 報仇 İntikam almak.
回報新老顧客 Yeni ve eski müşterilere teşekkür etmek.
n. 報紙: is. Gazete:
日報 Günlük gazete︱報紙 Gazete
訂一份報 Bir gazeteye abone olmak.
bào
抱 v. 用手臂圍住: f. Kolla çevirmek:
擁抱 Kucaklamak
抱著孩子 Çocuğu kucağa almak
v. 心裏存著某種願望或想法: f. İçinde belli bir istek veya düşünce var:
抱有希望 Umut beslemek
抱著遠大的理想 Yüce bir ideal var.
bēi
杯 n. 杯子: is. Bardak:
茶杯 Çay bardağı︱ 酒杯 İçki bardağı
買幾個杯子 Birkaç bardak al.
n. 杯狀獎品: is. Kupa şeklindeki ödül eşyaları:
獎盃 Kupa︱ 金盃 Altın kupa
看世界盃足球賽 Dünya Futbol Kupası'nı seyretmek
běi
北 n. 北: is. Kuzey:
北方 Kuzey
北風 Kuzey rüzgârı
北京是中國的首都。Beijing, Çin'in başkentidir.
bèi
備
(備) adj. 齊全;齊備: s. Tamam, herşey hazır:
齊備 Her şey hazır 完備 Mükemmel
關心備至 Yoğun ilgi göstermek
v. 事先安排或籌劃;準備: f. Önceden planlamak; Hazırlamak:
備用 Yedek
早餐備好了。Kahvaltı hazır.
n. 設備: is. Ekipman:
裝備 Donatım
辦公室設備齊全。Ofiste her türlü ekipman var.
bèi
被 n. 被子: is. Yorgan:
蓋被子 Yorganla örtmek
表示被動: Pasifliğin ifadesi:
被害 Öldürülmek
被説服 İkna edilmek
門被打開了。Kapı açıldı.
běn
本 n. 泛指事物的根源: is. Bir şeyin kaynağı:
根本 Temel︱ 忘本 Bir kişinin çektiği acıları ya da bir kişinin mutluluğunu getirenleri unutmak
本末倒置 Gereksizleri gereklilerin önüne almak
adj. 本來;原來: s. Asıl, orijinal:
本質 Öz︱ 本來 Asıl
本以為她不會來。Gelmeyeceğini zannediyordum.
pron. 自己的;現今的;當前的: zam. Kendi; Bugünkü, şu anki:
本人 Kendisi︱ 本世紀 İçinde bulunduğumuz yüzyıl
評選本年度先進人物。Bu yılın seçkin kişileri belirlenmek.
n. 冊子;本子: is. Cilt, defter:
書本 Kitap︱ 賬本兒 Hesap defteri
bí
鼻 n. 鼻子: is. Burun:
鼻子 Burun ︱ 高鼻梁 Dik burun
有個電影的名字叫《紅鼻子》。"Kırmızı Burun" adlı bir film var.
bǐ
比 v. 較量;比較: f. Yarışmak, kıyaslamak:
比賽 Yarış︱ 比較 Kıyaslamak
他的漢語比我好。Çincesi benden daha iyi.
小王比我高。Bay Wang'ın boyu benden daha uzun.
v.表示競賽雙方得分的對比: f. Yarışan iki tarafın puanlarının ifadesi:
比分接近 Puanları çok yakın.
雙方打成五比一。Yarışmada sonuç 5:1
bǐ
筆
(筆) n. 寫字、繪畫的工具: is. Yazı yazma ve resim yapmanın aleti
毛筆 ︱Kalem fırça 一支筆 Bir kalem
用筆寫字 Kalemle yazmak
bì
幣
(幣) n. 錢: is. Para:
錢幣 Para︱ 人民幣 Çin para birimi Renminbi
桌上有幾枚硬幣。Masa üzerinde birkaç madeni para var.
bì
必 adv. 一定;一定要: zf. Kesinlikle, mutlaka:
必然 Kesinlikle︱ 必須 Mutlaka
三人行,必有我師。Üç ikiden kesinlikle bana öğretmenlik yapabilen var.
biān
邊
(邊) n. 近旁;側面: is. Kenar, yan taraf:
旁邊 Yanda︱ 花邊兒 Dantel
在小河邊玩兒。Nehir kenarında oynuyor.
n. 交界處;界線: is. Sınır bölgesi, sınır çizgisi:
邊際 Sınır︱ 守邊 Sınırı savunmak
n. 方面;: is. Taraf:
雙邊會談 İkili görüşme︱ 多邊會議 Çok taraflı görüşme
biàn
變
(變) v. 性質、狀態或情況等跟原來不同了: f. Değiştirmek:
變化 Değişiklik 改變 Değiştirmek
許多地方氣候都變暖了。Çok yerdeki iklim ısınmaya başlandı
n. 突然發生的重大變化: is. Aniden yaşanan büyük değişiklik:
變亂 Kargaşa︱ 事變 Olay
發生政變 Askeri darbe yaşanması
biàn
便 adj. 適宜;方便: s. Uygun, rahat:
便利 Rahat︱ 輕便 Hafif ve kolayca taşınabilir
這本字典用起來很方 便。Bu sözlük rahatla kullanılıyor.
v. 人體排出的東西: is. İnsan vücudundan boşatılan şeyler:
大便 Dışkı ︱ 小便 Sidik (idrar)
See pián on p. 245 245 sayfadaki pián'a bak
biǎo
表 n. 外面;外部: is. Dışarı:
表面 Yüz︱ 表皮 Üst deri
表裏如一 İçi ve yüzü aynı
v. 把思想感情等顯示出來: f. Düşünce ve duyguyu ifade eder:
表示︱Belirtmek 表白 İfade etmek
深表謝意 Teşekkür belirtmek
n. 表;計時的器具: is. Saat, zamanı ölçen alet:
手錶 El saati︱ 鐘錶 Saat
bié
別 v. 區別;分辨: f. Ayırtmak, Ayırt etmek:
區別 Ayırtmak
n. 類別;差異: is. Çeşit, farklılık:
差別不大。Farklılık büyük değil.
pron. 指另外的: zam. Başka:
別人 Başka kişi
這個飯店別有風味。Bu lokanta bambaşka.
bìnɡ
病 n. 生理上或心裏上出現的不正常狀態: is. Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyolojik görevlerinin bozulması durumu:
生病 Hastalanmak
心臟病 Kalp hastalığı
他的病好了。İyileşti.
n . 缺點;錯誤: is. Eksiklik, Hata:
病句 Bozuk cümle︱ 語病 Gramer hatası
有毛病就改。Hata varsa, düzeltilmesi gerekiyor.
bù
不 adv. 表示否定: zf. Olumsuz anlamın ifadesi:
不去 Gitmemek︱ 不小 Küçük değil
工作不太忙。İş çok yoğun değil.
adv. 單用,表示否定性的回答: zf. Tek kelime olarak kullanılırken, olumsuz cevap anlamındadır:
—你同意嗎?—不,不同意。Kabul ediyor musun? Hayır, kabul etmiyorum.
bù
布
n. 可以做衣服等的材料 is: Elbise yapılırken kullanılan malzeme:
布鞋 Pamuklu kumaştan yapılan ayakkabı︱ 花布 Çiçek desenli kumaş
這件上衣是布做的。Bu ceket, pamuklu kumaştan yapılmış.
v. 分散到各處: f. Çeşitli yerlere yayılmak:
分佈 Dağıtmak ︱ 散佈 Yayılmak
遍佈全國 Ülkenin her yerine yayılıyor
v. 宣告;當眾陳述: f. İlan etmek; Açıklamak:
佈告 Duyuru yapmak︱ 宣佈 Açıklamak
消息已經公佈。Haber artık bildirildi.
bù
步 n. 行走時兩腳之間的距離: is. Yürürken iki ayak arasındaki mesafe; adım:
腳步 Adım︱ 步行 Yürümek
走幾步 Birkaç adım atmak.
他喜歡早上跑步。Sabah koşmayı sever.
n. 事情進展的程式或階段: is. Aşama:
初步 İlk aşama
分三步解決問題。Sorunu üç aşamada çözmek.
bù
部 n. 整體中的局部;部位: is. Bir şeyin kısmı:
局部 Parça, kısım︱ 內部 İç bölüm
人全部到齊了。Herkes geldi.
n. 指某些機關、單位: is. Bazı organlar, birim:
外交部 Dışişleri Bakanlığı
她在編輯部工作。Editörlük bölümünde çalışıyor.