CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
D
  2009-03-23 09:35:47  cri

答 v. 回復;回答;回報: f. Cevap vermek, yanıt vermek:

回答 Cevap vermek

答謝 Teşekkür etmek

主持人和來賓一問一答。Sunucu konuğa soru sorar, konuk da sunucuya cevap verir.

打 1: v. 用手或工具用力地擊: Elini veya elinde tutuğu bir şeyi bir yere hızla indirmek, dövmek, vurmak:

打鼓 Davul çalmak︱ 打鐵 Demir dövmek

不要打草驚蛇。 Otlara dokunmayın ki, yılan ürkmesin. (Öncü kuvvete dokunmayarak, ardından gelen orduyu yakalamak)

2: v. 打架;相鬥: f. Kavga etmek, birbirine girmek:

打人 Bir kişiyi dövmek

兩人打起來了。İki kişi dövüşmeye başladı.

3: v. 表示各種動作: f. Çeşitli hareketler:

打水 Su almak ︱ 打球 Top oynamak

請打開窗戶。Pencere açın.

大 1: adj. 大: s. Büyük:

大廣場 Büyük meydan︱ 力氣大 Güçlü

外面風很大。Dışarda şiddetli rüzgârı var.

2: adj. 排行第一的: sayı. Birinci:

老大 Birinci

他是我大哥。O ağabeyim.

dài

代 1: v. 替;替換: f. Yerine geçmek:

代替 Yerine geçmek︱ 取代 Yerini almak

代我向他問好。 Selâmı ona ilet.

2: n. 朝代;歷史的分期: is. Hanedan, çağ:

朝代 Hanedan︱ 古代 Eski çağ

學習現代文學 Çağdaş edebiyatı öğrenmek

3: n. 輩分: is. Kuşak:

老一代 Eski bir kuşak

四代同堂 Dört kuşak bir arada yaşıyor.

dài

(帶) 1: n. 帶子;細長而軟的東西: is. İp ve şerit gibi ince ve yumuşak parça:

帶子 Bant, şerit ︱ 繫鞋帶兒 Ayakkabı bağcık bağlamak

2: v. 攜帶;拿著: f. Taşımak:

出門帶著證件。Dışarıya çıkarken yanına sertifikayı al.

3: n. 地帶;地區: is. Bölge, kuşak:

熱帶 Tropikal kuşak︱ 長城一帶 Çin Seddi bölgesi

4: v. 領;引著: f. Almak, yön vermek:

帶領 Liderlik etmek ︱ 帶路 Yol göstermek

帶學生參觀博物館。 (Birinin) yanına öğrencileri alıp müzeyi ziyaret etti.

dài

待 1: v. 等待: f. Beklemek:

等待 Beklemek︱ 整裝待發 Hazır olmak

2: v. 對待;招待: f. Davranmak, karşılamak:

優待 Ayrıcalık vermek

待客 Misafire ikram etmek

以禮相待 Kibar davranmak

dān

(單) 1: adj. 單獨;只有一個的: s. Tek başına, yek:

單身 Bekâr ︱ 單衣 İnce elbise

單人間 Tek kişilik oda

2: adj. 種類少;不複雜;缺少變化的: s. Çeşidi az olan, basit:

單調 Donuk

這件事很簡單。Bu iş çok basit.

3: adj. 奇數的: s. Tek sayılı:

單號 Tek numara︱ 單數 Tek sayı

單日發車。Otobüs, tek sayılı günlerde yola çıkıyor.

dàn

但 1: conj. 可是;不過: bağ. Ama, ancak, fakat:

但是 Ama

這雙鞋不漂亮,但穿著很舒服。Bu çift ayakkabı güzel değil, ama çok rahat.

2: adv. 只;僅: zf. Yalnızca:

但願 İnşallah

事情不但做完了,還做得很好。Bu iş tamamlandı, hem de çok iyi şekilde tamamlandı.

dàn

蛋 1: n. 鳥類等所生的卵: is. Kanatlı hayvanların yumurtaladığı yumurta:

雞蛋 Tavuk yumurtası︱ 鴨蛋 Ördek yumuartası

母雞一共下了20隻蛋。Bu tavuk toplam 20 yumurta yumurtladı.

2: n. 形狀像蛋的東西: is. Yumurta şeklindeki şeyler:

臉蛋 Yüz︱ 零蛋 Sıfır

dānɡ

(當) 1: adj. 相配;相稱: s. Eşit, uygun:

門當戶對 Aile durumları yakın veya aynı︱ 實力相當 Eşit güç

2: v. 掌管;擔任: f. Yönetmek, üstlenmek:

當政 İktidarda bulunmak ︱ 當家 Ev sahibi olmak

他在大學當老師。Üniversitede öğretmen olarak çalışıyor.

3: v. 應該: f. Gerekmek:

應當 Gerekmek

當辦就辦 Yapılması gereken bir işi yap.

4: prep. 正當;正在: e. Tam o anda veya yüzüne karşı:

當年 O yıllarda ︱ 當面道謝 (Birinin) huzurunda teşekkür etmek

當我趕到車站,車已經開了。Durağa vardığım zaman, otobüs kalkmıştı.

See dàng on p.50 50. sayfadaki dàng'a bak

dànɡ

(當) 1: adj. 合適;適宜: s. Uygun:

處理得當 Sorunu uygun şekilde çözmek

用詞不當 Uygun bir kelime kullanılmıyor.

2: v. 作為;看成: f. Görmek, zannetmek:

當真 Ciddi olarak görülmek, ciddiye almak

我當你走了呢,原來你還在這兒。Gittiğinizi zannediyordum, meğer buradaymışsın.

See dāng on p.49 49. sayfadaki dāng'a bak

dāo

刀 n. 刀: is. Bıçak:

菜刀 Mutfak bıçağı︱ 刺刀 Süngü

刀子 Bıçak

dǎo

(導) 1: v. 引領;帶領: f. Rehberlik yapmak, liderlik yapmak:

導遊 Rehber︱ 領導 Lider

記住老師的教導。 Öğretmenin öğütlerini unutma.

2: v. 傳導: f. İletmek:

導管 Oluk ︱ 導電 Elektrik iletmek

半導體 Yarı iletken

dǎo

倒 1: v. 人或立著的東西躺下來: f. Ayakta veya dik olan bir şeyi düşürmek, yat duruma getirdmek:

打 倒 Devirmek

摔倒 Yere düşmek

風刮倒了小樹。Rüzgârı küçük ağaçları devirdi.

2: v. 轉換;更換: f. Değişmek:

倒班 Vardiya değiştirmek︱ 倒換 Değiştirmek

我上班要倒兩次車。İşe giderken iki farklı otobüse binmem lâzım.

See dào on p.52 52. sayfadaki dào'ya bak

dào

到 1: v. 抵達;到達: f. Varmak

到站了 Durağa varmak,︱ 看不到 Görememek

想讓我上當,辦不到!Beni kandırmayı düşünme!

人都到齊了。Gelmesi gereken herkes burada.

2: v. 去;往: f. Gitmek:

到學校上課 Okula gitmek

多到戶外活動。Sık sık dışarıya gidip spor yapmak.

3: adj. 週全;週密: s.Tam, mükkemmel, dikkatle:

週到 Tam, mükemmel

你想得很週到。Her şeyi (durumu) düşündünüz.

dào

倒 1: v. 位置或方向相反: f. Yeri veya yönü ters oldu:

倒立 Baş aşağı durmak ︱ 倒退 Geriye dönmek

次序放倒了。Bir şeylerin ters konulması.

2: v. 使容器裏面的東西出來: f. Dökmek:

倒水 Suyu dökmek

給客人倒茶。Konuklara çay getir.

See dǎo on p.51 51. sayfadaki dǎo'ya bak

dào

道 1: n. 道路: is. Yol:

道路 Yol︱ 鐵道 Demiryolu

下水道修好了。Kanalizasyon onarıldı.

2: n. 道理;事理;途徑;方法: is. Doğruluk, yol, yöntem:

天道 Göksel yasalar︱ 公道 Adalet

3: n. (精神、文化方面的)技術: is. (Manevi, kültürel) Teknik:

茶道 Çay demleme tekniği |棋道 Satranç oynama tekniği

她很懂醫道。Tıpta çok usta

4: classifier. 用於題目: Soru sorarken kullanılır:

十道題 On tane soru

得 Œv. 獲取: f. Elde etmek:

1: v. 得到 Elde etmek︱ 取得 Kaydetmek, kazanmak

得了滿分 Tam puan kazandı.

2: v. 適合:f. Uymak:

得當 Uygun

得法 Uygun yöntemle yapmak

説話得體 Uygun şekilde konuşmak

Žv. 表示許可或能夠: f. Olabilir:

這裡的書不得隨便拿走。Buradaki kitaplar izin alınmadan götürülmez.

See de on p.55 55. sayfadaki de'ye bak

de

地 放在動詞或形容詞前面,用來形容某些動作或狀態: Bazı fiil ve sıfatların önünde kullanılarak, bazı hareket ve durumları ifade eder:

飛快地跑 Hızla koşmak

天慢慢地黑了。Gün yavaş yavaş karanlık oldu.

See dì on p.57 57 sayfadaki dì'ye bak

de

的 Œ放在名詞、代詞、形容詞之後,限定範圍或性質: İsim, zamir ve sıfatların arkasında kullanılarak, kapsamı ve nitelikleri sınırlanıyor:

送信的 Mektup göderen

天然的 Doğal

花有白的,有淺黃的。Beyaz ve açık sarı renkli çiçekler var.

用在句子最後,表示確定的語氣: Cümlenin sonunda kullanılarak, "onay, ya da kesin" anlamına gelir:

計劃是確定了的。Plan artık saptandı.

這個消息我知道的。Bundan haberim var.

See dí on p.57;See dì on p.58 57. sayfaya dí'ye 58. sayfadaki dì'ye bak

de

得 用在表示動作、狀態的詞後邊,表示結果或程度: Fiil ve sıfatların arkasında kullanılarak, sonuç veya derece ifade eder:

拿得起來 Kaldırılabilir 擦得乾淨 Temizlenebilir

做得非常好。Çok iyi yapıldı.

See dé on p.54 54. sayfadaki dé'ye bak

dēnɡ

(燈) n. 燈: is. Lamba:

電燈 Elektrikli lamba︱ 日光燈 Floresan lamba

綠燈亮了。Yeşil ışık yakıldı.

děnɡ

等 Œadj. 程度或數量等相同: s. Derece ve sayı vs. aynı:

1: 相等 Eşit ︱ 等同 Eşit

一加一等於二。Bir artı bir eşittir iki.

2: n. 等級: is. Sınıf:

特等 Özel sınıf︱ 優等生 Seçkin öğrenci

獎品分三等。 Ödüller üç sınıfa ayrıldı.

3: Žv. 等待: f. Beklemek:

等車 Otobüs beklemek︱ 等人 Bir kimseyi beklemek

等他來了再走吧。 O geldikten sonra gidelim.

1: adj. 低;矮: s. Alçak, kısa boylu:

低矮 Kısa boylu︱ 低空飛行 Alçaktan uçmak

水位變低了。Su seviyesi düştü.

2: adj. 在一般狀況之下: s. Ortalama seviyesinin altında:

低溫 Düşük hava sıcaklığı︱ 低工資 Düşük maaş

聲音太低,聽不清。 Sesi çok alçak olmasından dolayı, net şekilde duyamıyor.

3: Žv. 向下垂或彎: f. Eğmek:

低下頭來 Boyun eğmek

的 adj. 確實;實在: s. Asıl, gerçek:

的確很好。Gerçekten çok iyi.

See de on p.55;dì on p.58 55. sayfadaki de'ye; 58.sayfadaki dì'ye bak

1: n. 陸地;土地: is. Kara, toprak:

高地 Tepe︱ 草地 Çayır

春回大地。İlkbahar geldi.

2: n. 某一地區、地點: is. Yer:

內地 Çin'in iç kesmi︱ 地位 Konum

全球各地 Dünyanın bütün bölgeleri

Ž3: n. 地球: is. Yerküre:

地層 Tabaka

地心溫度很高。 Yerkürenin çekirdeğindeki sıcaklık çok yüksek.

See de on p.54 54. sayfadaki de'ye bak

弟 n. 同父母或同輩親屬中而年紀比自己小的男子:is. Aynı ana babadan doğmuş veya ana babalarından biri aynı olan çoçukların birine göre adı:

弟弟 Erkek kardeş

三弟 Üçüncü erkek kardeş

表弟到我家來玩兒。 Erkek kuzenim evime geldi.

的 n. 目的;目標: is. Amaç, hedef:

目的達到了。Hedefe ulaşmak

See de on p.55;dí on p. 57. 57. sayfadaki de'ye 55. sayfadaki dí'ye bak

第 用在整數的前邊,表示次序:Tam sayı önünde, sırayı ifade eder:

第一名 Birinci

第五次來到這個地方。 Buraya 5. defa geldim.

diǎn

1: n. 可以作為規範或標準的書籍: is. Standart veya örnek olarak görülen kitap:

典章 Standart 經典 Klasik eser

學會查字典。 Sözlüğe bakmayı öğrendi.

2: n. 隆重的儀式:is. Tören:

典禮 Tören ︱ 開國大典 Devletin kuruluş töreni

diǎn

(點)

1: n. 點子: is. Benek:

黑點 Siyah benek ︱ 雨點 Yağmur damlası

一點點 Birazcık

2: n. 一定的處所、方面: is. Belli yer, yön:

起點 Başlangıç noktası︱ 優點 Avantaj

立腳點 Görüş noktası︱抓住重點 Ağırlık noktasından hareket etmek

3: Žv. 逐個查對;數: f. Yoklamak, saymak:

點名 Yoklama yapmak ︱ 點數 Sayı saymak

清點人數 İnsan sayısını saymak

4: v. 點頭: f. Baş eğmek:

點頭表示同意。 Kabulü ifade etmek için başını eğmek.

5: n. 指規定的時間:is. Belirlenen zaman:

正點到達 Zamanında varmak.

火車晚點。Tren geç geldi.

diàn

(電)

1: n. 電;一種重要的能源: is. Elektrik, önemli bir enerji:

電燈 Elektrik lambası

發電 Elektrik üretmek

一台電動機 Bir elektrik motoru

2:  n.閃電: is.Şimşek:

閃電 Şimşek

電閃雷鳴。Gök gürültüsü ve şimşek çakmak

diàn

1: n.商店: is. Dükkan:

藥店 Eczane

去書店 Kitapçıya gitmek

到雜貨店買一瓶油。 Dükkândan bir şişe yağ al.

2: n. 小旅館: is. Motel;

客店 Motel︱ 旅店 Otel

客人住在店裏。 Misafirler otelde kalıyor

diào

調

(調)

1: v. 調動;安排: f. Transfer olmak; düzenleme yapmak:

調度 Göndermek, sevketmek

調工作 Başka bir işyerine transfer olmak

這位校長是新調來的。 Bu okul müdürü başka okuldan buraya yeni atandı.

2: v.調查;考察了解: f. Araştırmak, incelemek:

調查 Araştırmak

認真做好調查工作。 Araştırma çalışmalarını titizlikle yapmak

3: n. 曲調: is. Melodi:

民間小調 Türkü

這首歌的調兒很好聽。 Bu şarkının melodisi kulağa hoş gelir.

See tiáo on p.333 333. sayfadaki tiáo'ya bak

dìnɡ

(訂)

1: v. 事先約定;(商量後)確定下來: v. Randevu almak, (İstişareden sonra) kararlaştırmak:

訂報 Gazeteye abone olmak

訂公約 Antlaşma hazırlamak

請幫我訂一張票。Bana bir bilet rezervasyonu yaptırın.

2: v. 改正: f. Düzeltmek:

訂正 Yanlışlığı düzeltmek

校訂文章 Yazılmış bir metin üzerinde gereken düzeltilmeleri yaparak yazıyı yayıma hazır duruma getirmek.

dìnɡ

1: adj. 安穩;平靜: s. İstikrarlı, sakin:

安定 İstikrarlı

心神不定 Telaşlı

2: adj. 已經約定或規定了的: s. Saptanmış, tespit edilmiş:

定價 Saptanan (belirlenen) fiyat

定期 Düzenli

3: adv. 必然;一定: zf. Mutlaka, kesinlikle:

一定 Mutlaka, kesinlikle

這件事一定能成功。Bu iş kesinlikle başarılı olacak.

dōnɡ

(東) n. 東方: is. Doğu:

東方 Doğu ︱ 東風 Doğu rüzgârı

我家住東城。 Kentin doğu kesiminde oturuyorum.

dōnɡ

冬 n. 冬季: is. Kış mevsimi:

冬季 Kış mevsimi ︱ 冬天 Kış

小麥是越冬作物。 Buğday, kış mevsiminden sonra toplanan bir ekin.

dǒnɡ

懂 v. 明白;理解: f. Anlamak:

懂事 Akla uygun

一看就懂 Bakınca hemen anlayabilmek

他懂好幾門外語。 Birçok yabancı dil biliyor.

dònɡ

(動)

1: v. 改變原來的位置或狀態: f. Eski yeri veya durumu değiştirmek:

走動 Yürümek 動身 Yola çıkmak

風吹草動。Otlar rüzgârıda sallanıyor.

2: v. 使用;運用: f. Kullanmak, uygulamak:

動手 Başlamak 動筆 Yazmaya başlamak

遇事多動腦子。 İşleri düşünerek yap.

3: v. 觸動;使感情起變化: f. Dokunmak; duygulandırmak

動人 Duygulandırıcı︱ 動心 Dokunaklı

他的話真讓人感動。 Sözleri insanları duygulandırıyor.

dōu

1: adv. 全;完全: zf.Tümüyle, tamamen:

客人都到了。Konukların hepsi geldi.

全家都去了。Tüm aile gitti.

2: adv. 表示加重語氣:zf. Tonu güçlendirmek için:

天一點兒都不冷。Hava hiç soğuk değil.

這道理連孩子都知道。 Bu mantığı çocuk bile bilir.

See dū on p. 65 65. sayfadaki dū'ya bak.

1: n. 首都: is. Başkent:

建都 Başkent kurmak

新中國首都建在北京。 Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Beijing'de kuruldu.

2: n. 大城市: is. Büyük kent:

都會 Metropol

上海是個大都市。 Shanghai bir metropoldür.

See dōu on p.65 65. sayfadaki dōu'ya bak

1: n. 對生物體有害的物質: is. Canlılara zarar veren madde:

消毒 Dezenfekte etmek

這種氣體有毒。Bu gaz zehirlidir.

2: adj. 殘酷;猛烈: s. Zalim, şiddetli:

狠毒 Zalim

他被毒打一頓。 Ağır biçimde dövüldü.

(讀) v. 看著文字念: f. Okumak:

讀報 Gazete okumak

讀者對這本書很滿意。 Okuyucular, bu kitaptan çok memnun oldular.

他喜歡讀書。O, kitap okumayı sever.

1: n. 按照計量標準劃出的單位: is. Ölçüm birimi:

長度 Uzunluk︱ 溫度 Sıcaklık

零下5度 Sıfırın altında beş derece

2: n. 事物達到的程度: is. Derece:

高度 Yükseklik ︱ 知名度 Ünlülük

過度勞累 Aşırı yorgun

3: n. 法則;準則: is. Hukuki kural, standart:

法度 Yasa|遵守制度 Kurallara uymak

duǎn

1: adj. 短;長度小: s. Kısa:

短跑 Kısa koşu

短期 Kısa vadeli

這件衣服一點兒也不短。 Bu elbise hiç kısa değil.

2: v. 缺少;不足: f. Eksik, yetersiz:

短少 Eksik ︱ 短處 Eksiklik

及時解決資金短缺問題 Sermaye sıkıntısı sorununu zamanında çözmek

duì

(對) Œadj. 正確;正常: s. Doğru, normal:

你説得對。 Haklısın.

這道題做對了。Bu sorunun cevabı doğru.

他的神色不對。 İyi görünmüyor.

3: v. 比較;檢查: f. Karşılaştırmak, kontrol etmek:

查對 Kontrol etmek︱ 對照 Karşılaştırmak

對結果 Sonuçları karşılaştırmak

4: v. 面對著;向: f.-Yönelik bulunmak:

對待 Davranmak︱ 面對面 Yüz yüze

大門對著山。 Ana kapı dağa bakıyor.

5: classifer. 表示計量: Çift:

一對耳環 Bir çift küpe

dùn

(頓)

1: v. 停下來;暫停: f. Durmak, geçici olarak durmak:

他停頓了一下。 Biraz durdu.

2: v. 安排;處理: f.Düzenleme yapmak, ele almak:

整頓 Düzenleme yapmak,

把家屬安頓下來。 Aile üyeleri yerleştirildi.

3: adv. 立刻;忽然: zf. Aniden; birdenbire:

聽了他的話, 大家頓時安靜下來。 Sözlerini dinledikten sonra, herkes hemen sakinleşti.

duō

1: adj. 數量比較大: s. Sayı, derece vb.bakımından büyük ve aşırı olan:

多數 Çoğunluk|多年 Birçok yıl

2: adv. 表示驚奇、稱讚或疑問: zf. Sürpriz, övgü ve kuşku duygularını ifade eder:

月色多美啊! Ay ışığı ne kadar güzel!

門有多高? Kapının yüksekliği ne kadar?

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China