rkler201311
|
Çin'de Türkçe eğitimi yaygınlaşıyor. Başkent Beijing'de Çin İletişim Üniversitesi ve Yabancı Diller Üniversitesi'nin ardından, Çin'in en prestijli üniversitesi olarak kabul edilen Peking Üniversitesi de Türkçe eğitimine başladı.
Türkçe bölümüyle ilgili bilgileri, öğretim görevlisi Ali Gürbüz Aydın'dan ve Çinli öğrencilerinden aldık... Peking Üniversitesi Türkçe bölümünde, sınıfta yaptığımız sohbeti aktarıyoruz...
"2 yılda 6 bin kelime öğretmek istiyoruz"
Öğretim Görevlisi Ali Gürbüz Aydın: Çin'e geleli yaklaşık 10 yıl oldu. Minzu Üniversitesi'nde doktora son sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda eylül ayından bu yana Peking Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi'nde Türk Kültürü, Tarihi ve Türk Dili Bölümü'nde öğretmen olarak çalışmaktayım.
—CRI: Bölümdeki çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Şu anda öğrencilerin aldığı eğitim, seçmeli ders şeklinde. Bölümdeki bütün öğrenciler bu dersi seçebiliyor. Mesela Arapça bölümünde okuyan öğrenciler, 4 yıl Arapça eğitimi alıyorlar, bu öğrenciler ikinci sınıfta Türkçe dersini seçerlerse, iki yıl boyunca haftada 8 saat, bir dönemde toplam 16 hafta Türkçe eğitimi alacaklar. 2 yıl sonunda hedefimiz öğrencilere yaklaşık 6 bin kelime öğretmek. Yani 4 yıl eğitim almış bir öğrencinin geldiği seviyeye yetiştirmek.
Peking Üniversitesi çok kaliteli bir üniversite. Çin'in en iyi üniversitesi. Dolayısıyla buradaki öğrencilerin hepsi çok zeki ve çalışkan öğrenciler. 4 yıllık bir eğitimi 2 senede alabilecek kapasitedeler. Öğrenciler burayı bitirdikleri zaman iki diploma alacaklar, hem kendi lisans diplomalarını alacaklar hem de Türkçe bölümünden mezun olduklarını gösteren bir diploma alacaklar.
—CRI: Öğrencilerin Türkçe bölümüne ilgisi nasıl?
Dersler başlamadan önce hocalarla yaptığımız görüşmelerde 1 ya da 2 öğrenci olacağı düşünülüyordu. Fakat bu kadar rağbet göreceğini üniversite yönetimi de tahmin edemiyordu. Türkiye'yi yeteri kadar bilmiyorlar. Şu an itibarı ile bu dersi seçen 17 öğrencimiz var. Bölüm derslerindeyse 8 öğrencimiz var. Dışarıdan dersi dinlemeye gelen öğrenciler var. Yani yaklaşık 35–40 arası öğrencimiz oluyor.
— CRI: Peki, bölüm nasıl açıldı?
YÖK Başkanı ve Başkan Yardımcısı'nı buraya davet etmiştik. Fakat YÖK Başkanı'nın programı çok yoğun olduğu için vekili Şaban Bey gelmişti. Öğrencilerimizle 2 saat sohbet etti. Türkiye hakkında konuştular. Öğrencilerimiz sorular sordu Türkiye'nin eğitim sistemiyle ilgili.
"Geçen yıl 10'uncu ay itibarı ile başvurduk, ilgili hocalarımızla birlikte Rektör Bey'e çıktık. 11'inci ayın ortalarına doğru teklifimizi kabul etmişlerdi. Daha sonra da eğitim, iki yıllık ders programları ve hangi kitapların anlatılması gerektiğini ele aldık. Gerçekten Peking Üniversitesi gibi bir üniversitede ders açtırmak çok zor. Birincisi, Türkiye'yi yeteri kadar bilmiyorlar. Ne kadar Çin-Türkiye ilişkileri gelişse de yeteri kadar bilmiyorlar. Bu izlenimlerini yıkabilmek için Türkiye'ye götürdük Rektör Bey'i ve bir hocamızı. Türkiye'deki ortamı gördüler ve buraya gelip Türkiye'deki güzel hadiseleri anlattılar. Onların da katkılarıyla biraz daha kolaylaştı ve bu yıl itibarı ile açıldı.
Peking Üniversitesi, Çin'in en iyi üniversitesi. En iyi üniversitede, öğrencilerin hayali olan bir üniversitede öğretmen olmak bizim için ayrı bir mutluluk."
— CRI: Çinli bir öğrenci için Türkçe öğrenmek ne kadar zor?
Peking Üniversitesi'ndeki öğrenciler çok farklı. 4 yıllık eğitimi 2 yılda veriyoruz. Ama bir yılda bile versek, buradaki öğrenciler bunu kaldırabilirler. Bin 700 üniversite var Çin genelinde ve bunların en iyisi Peking Üniversitesi. En iyi öğrenciler buraya geliyor. Her eyaletin en iyi öğrencileri, her okulun en iyi öğrencileri buraya geliyor. Zaten buraya gelmeden önce elde ettikleri birinciliklerle gazeteye, televizyona çıkıp meşhur olmuşlar. Gelecekte bu öğrenciler Türkiye üzerine araştırma yapacaklar. 15–20 yıl sonra buradaki öğrencileri Çin'in Türkiye Büyükelçisi olarak görürseniz şaşırmayın.
— CRI: Türkiye-Çin ilişkilerine de güç katacaklar-
Elbette. Şu an Peking Üniversitesi'nde Türkiye Araştırmaları Merkezi kurma çalışmalarımız var. Ama maalesef öğretmenimiz yok. Türkçeye hâkim Çinli öğretmenlere ihtiyacımız var.
"Daha çok kişinin Türkiye'yi tanımasını istiyorum"
Fatma: Bence Türkçe ve Türkiye çok önemli. Arapça öğrencisiyim. Osmanlı ve Türkiye tarihi Çin'de çok az araştırılıyor. Ama bence çok önemli. Bu nedenle Türkçe öğrenmek ve bu alanda katkıda bulunmak istiyorum. Türkiye'ye henüz gitmedim. Babam gitti. Çok sevdi. Teşekkür ederim.
Elif: Arapça bölümü öğrencisiyim. Neden Türkçe öğreniyorum, çünkü fakültemizden bir hoca bir gün bana "Ülkemizde Türkçe alanında araştırma yapan kişi çok az, hatta hiç yok, umarım siz bu alandaki boşluğu doldurabilirsiniz ve ülkemize katkıda bulunursunuz" dedi. Çok heyecanlıyım. Çünkü ben Türkiye'yle ilgili çok az şey biliyordum. Sadece bir İslam ülkesi olduğunu ve Türk yemeklerinin çok lezzetli olduğunu biliyordum. Osmanlı-Türk kültürü çok ilgimi çekti. Türk tarihini daha çok araştırmak istiyorum, bu nedenle Türkçe öğrenmek çok gerekli.
İpek: Benim adım İpek, iyi günler. Ben de Arapça bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Türk kültürünü, müziğini, tarihini ve yerel özelliklerini çok seviyorum. Daha çok öğrenmek ve başkalarının da öğrenmesini istiyorum. Türkiye'den bahsederken çoğu kişi, ''orası bir çöl mü'' diye sordu, demek ki insanlar orayı bilmiyor, hatta Türkiye'nin nerede olduğunu bile bilmiyorlar. Bu nedenle, daha çok insanın Türkiye'nin güzelliğini bilmesini istiyorum. Türkiye'yi ve Türkçeyi çok seviyorum!
Süleyman: Peking Üninversitesi'nden mezun oldum. Ben tarih kitapları okumayı seviyorum. Özellikle de Osmanlı tarihi dikkatimi çekiyor. Bu konuda daha fazla bilgi almak istiyorum. Sultanların hayatlarını öğrenmek istiyorum. Türkçe öğrenmek benim için yararlı.