cingunlugu20150908.m4a
|
Çin'de otuz yılı geride bırakan reform ve dışa açılma hareketi, politik ve ekonomik dönüşümü de beraberinde getirdi; bu dönüşüm sürecinde Çin kentleri laboratuvar işlevi gördü. Arda Yüceyılmaz'ın Ve Ejderha Şehre Taşınır adlı kitabı, Çin'de reform ve kentleşme hareketlerini kuramsal bir bakışla ele almaya çalışıyor.
Çin'de 2011 yılı itibariyle kentli nüfus, kırsal nüfusu aştı; bu uzun Çin tarihinde bir ilk. Kentler, Çin'de dönüşümün merkezinde yer almaktadır. Dönemin politik ve ekonomik yönelimleri, kenti, toplumsal bir laboratuvar ve reform sürecinin sonuçlarının dünyaya sunulduğu bir vitrin olarak araçsallaştırmıştır. Bu nedenle kentler üzerinden reform ve dönüşümü anlama çabası büyük önem taşıyor.
Kitap kuramsal bir perspektif çizerek başlıyor, ikinci bölümde Çin'de reform deneyiminin sistemsel analizi yapılıyor. Bu bölümde Çin'de politik, ekonomik ve sosyal sistemin tarihsel gelişimi inceleniyor ve kentleşme politikaları her dönemin politik operasyonlarına paralel kırılmalar geçirdiği için ülkenin politik sistemi tarihsel olarak evrimsel, devrimsel ve küresel dönem olarak üçe ayrılarak inceleniyor.
Nihayet üçüncü bölümde yeni toplum formasyonu için yeni mekan organizasyonu ele alınarak, Çin'de yönetim reformları ve kentleşme hareketleri mercek altına alınıyor. Kentleşme politikaları, tarihsel süreçler içinde inceleniyor. Kurumsal araçlar olarak tayınlama ve hane kayıt sisteminin (hukou) kentleşme politikalarına etkisi ele alınıyor. Çin'de bu iki araçsal yapı, birlikte çalıştırıldıklarında kırdan kente göç ve diğer tüm nüfus hareketleri üzerinde önemli bir denetleyici işlev görüyor.
Bu süreçte kentleşme ile sanayileşme arasındaki ilişkiler ele alınırken, Çin'e özel durumlara dikkat çekiliyor: "Çağdaş kentleşme, neredeyse her ülkede ekonomik kalkınmanın erken safhalarında sanayileşmeye eşlik ederken; Çin'in 1949 sonrası sergilediği örüntüler bundan oldukça farklı görünmektedir. Çin 70'li yılların sonuna kadar, sanayileşme-kentleşme ilişkisinde genel olarak görülen hakim tablonun dışında; sanayileşmeyi teşvik ederken, kentleşmeyi kontrol altında tutmak yönünde bir politika izlemiştir. Bunu yaparken de ülkenin politik erki, büyük kentlere kontrolsüz göçün muhtemel etkileriyle yakından ilgilenmiştir."
Yine bu bölümde kentleşme politikasını doğrudan etkileyen reform alanları olarak tarım reformu, toprak reformu ve konut reformu inceleniyor. Toprak reformu, kentsel mekanın, bir değer olarak nasıl tanımlanacağına verilen bir yanıt olarak ele alınıyor.
Kitabın son bölümünde reform sürecinde kentleşme örnekleri inceleniyor. Açık kıyı kenti olarak Guangzhou, özel ekonomi bölgesi olarak Shenzhen ve açık ekonomi bölgesi olarak İnci Nehri Deltası örnekleri analiz ediliyor.
Güney Çin Denizi kıyısındaki Shenzhen'in 1979'daki küçük balıkçı kasabasından bugünkü devasa metropole evrimi, reform döneminin en önemli kentsel görünümlerinden biri. Kentin ilk nazım planı 1982 yılında hazırlanmış. Shenzhen bugün 15 milyonu aşan nüfusu ve kilometrekareye düşen 7 bin 500 kişilik yoğunluğuyla dünyanın en yoğun nüfusa sahip beşinci kenti olmuştur. Shenzhen deyince akla önce özel ekonomi bölgesi ve para kazanmak için bu kente akın eden binlerce girişimci gelir. Öyle ki, şu söz Çin'de çok yaygındır; Beijing'linin söyleyemeyeceği söz, Shanghai'lının giyemeyeceği kıyafet, Guangdong'lunun yiyemeyeceği şey ve Shenzhen'linin kazanamayacağı para yoktur!
Kitap Çin'de kentleşme politikasının sürdürülebilirliğini de sorguluyor. Sürdürülebilirliğin, çevre sorunları ve toplumsal eşitsizlik etrafında şekillendiği belirtiliyor. Çin hükümetinin, ekolojik medeniyet inşasını stratejik bir görev olarak değerlendirdiğine dikkat çekiliyor.
Ve Ejderha Şehre Taşınır
Çin'de reform ve kentleşme hareketleri ilişkisine kuramsal bir bakış
Ali Arda Yüceyılmaz
Çizgi Kitabevi, Nisan 2015