中國國際廣播電臺
“Liaozhai’ın Acayipliği”,
Çin’in eski edebiyatındaki
en tanınmış kısa roman
derlemesidir. Kitapta insanlar,
cinler, perilerle ilgili birçok
ilginç öykü bulunuyor.
“Laoshan Dağı’ndaki
Taocu Rahip” de bunlardan
biri.
Öykü şöyle: Deniz
kıyısında Laoshan adlı dağda
bir peri yaşarmış ve
insanlar onu “Laoshan’ın
Taocu rahibi” olarak çağırıyormuş.
Laoshan’daki Taocu rahibin
birçok büyü bildiği söyleniyormuş.
Laoshan Dağı’na pek uzak
olmayan bir kasabada Wang Qi
adlı biri yaşarmış. Küçük
yaştan beri büyüye büyük
ilgi gösteren Wang Qi,
Laoshan Taocu rahibinin birçok
büyü bildiğini öğrenince
yola çıkmış. Wang Qi,
Laoshan dağında rahibi bulmuş
ve rahipten kendisini çırak
olarak yanına almasını rica
etmiş. Rahip, Wang Qi’ye
bakarak “El üstünde
tutulan birine benziyorsun, acı
yemezsin” deyip onu geri çevirmiş.
Ancak Wang Qi’nin ısrarı
üzerine rahip Wang Qi’yi çırak
olarak yanına almayı kabul
etmiş.
Ertesi gün, büyü öğrenme
düşüncesiyle sevine sevine
rahibe giden Wang Qi’ye bir
balta verilmiş ve diğer çıraklarla
dağda odun kesmesi istenmiş.
Hayal kırıklığına uğrayan
Wang Qi istemeyerek dağa çıkmış
ve gün batmadan önce
ellerinde ayaklarında kan
toplanmış.
Bir ay geçmiş. Wang
Qi’nin ellerinde ve ayaklarında
nasır çıkmış ve Wang Qi
artık günlerini odun keserek
geçirmekten bıkmış, eve dönmek
istemiş. Bir akşam Wang Qi
ve rahibin diğer çırakları
tapınağa döndüklerinde,
rahibin iki konukla içki
yudumlayarak sohbet ettiğini
görmüşler. Hava iyice
kararmış, ancak mum yakılmamış.
Rahip eline aldığı beyaz
bir kağıttan kestiği
yuvarlak bir parçayı duvara
yapıştırmış. Kağıt
birdenbire ay gibi etrafa aydınlık
saçmış, odayı aydınlatmış.
O zaman, konuklardan biri
“Bu güzel geceyi birlikte
paylaşmamız gerekir” diye
konuşmuş. Bu sözleri duyan
rahip çıraklarına bir ibrik
dolusu içki uzatmış ve
istedikleri kadar içebileceklerini
söylemiş. Wang Qi, kendi
kendine, “İbrik bu kadarcık
küçük, hepimize nasıl
yetecek” diye düşünmüş
ve ibriği eline alarak,
kaselere içki doldurmaya başlamış.
Kaseler doldurulmuş ama ibriğin
içi hâlâ içkiyle doluymuş!
Wang Qi, buna çok şaşırmış.
Biraz sonra konuklardan diğeri
“Yalnız içki içmek de çok
zevkli olmuyor, biri bizim için
şarkı söyleyip dans
edebilirse, ne karar güzel
olurdu” demiş. Rahip, eline
bir tane çubuk alarak, beyaz
kağıda işaret eder etmez
birdenbire mehtaptan 30
santimetre uzunluğundaki bir
kız inmiş. Kız yere basar
basmaz normal boydaki biri
olmuş. Güzelliğiyle herkesi
büyüleyen kız kulakları okşayan
bir şarkı söyledikten sonra
masaya zıplamış. Şaşkına
dönen herkes ne yapacağını
bilemezken, kız yeniden çubuk
olmuş. Konuklardan biri “Çok
güzel bir gece geçirdik,
gitmemiz gerekir” demiş.
Rahip ve iki konuğu ayağa
kalkıp mehtabın içinde
kaybolmuşlar. Ay ışığı
daha da kararmış, Wang Qi
mum yaktığında rahibin tek
başına oturduğunu ve
sofrada kalan yemeklerle içkilerin
durduğunu görmüş.
Bir ay daha geçmiş,
rahip Wang Qi’ye hiçbir büyü
öğretmemiş. Wang Qi
dayanamayıp rahibin yanına
gitmiş ve “Çırağınız
çok uzaktan geliyor, büyük
büyüler öğrenebileceğimi
hiç hayal etmiyorum, ancak küçük
büyüleri bana öğretirseniz,
boşu boşuna gelmemiş olurum”
demiş. Rahip, “Ne öğrenmek
istiyorsun” diye sorunca
Wang Qi, “Duvardan geçmek”
yanıtını vermiş. Rahip,
Wang Qi ile birlikte bir duvarın
önüne gelmiş ve Wang
Qi’ye duvardan geçmesi için
gereken sihirli sözleri söylemiş.
Sihirli sözleri söyleyerek
duvardan geçebileceğine
inanmayan Wang Qi tereddüte düşmüş
ve duvarın önüne geldiğinde
durmuş. Rahip kızarak,
“Durma, devam et” deyince
Wang Qi ilerlemeye devam etmiş
ve duvardan geçmiş. Buna çok
sevinen Wang Qi, rahibe teşekkür
etmiş. Rahip, “Eve dönünce
de dürüst ve çalışkan
biri olmalısın, yoksa
sihirli sözler geçersiz
olacak” diye tembih etmiş.
Wang Qi eve döndükten
sonra karısına “Periye
rastladım, büyü öğrendim
ve duvar artık beni
engelleyemez” diye övüne
övüne konuşmuş. Karısı
buna inanmadığını söyleyince,
Wang Qi sihirli sözleri
okuyarak duvara koşmuş.
“Dang” diye bir ses
duyulmuş ve Wang Qi yere yığılmış.
Karısı hemen yanına gidip
onu kaldırmış ve bir de
bakmış, Wang Qi’nin alnında
kocaman bir şişlik!Wang
Qi’nin karısı, “Dünyada
büyü varsa bile iki üç ay
içinde öğrenilemez” demiş.
Wang Qi, rahipten ayrılmadan
önce duvardan gerçekten geçtiğini
hatırlayınca, rahibin
kendisini kandırdığını düşünerek
rahibe küfretmeye başlamış.
|