Kırılan aynanın yeniden birleşmesi
中國國際廣播電臺


         9. yüzyılda Çin’in kuzeyinde güçlü Sui hanedanı, güneyinde ise birkaç küçük devlet bulunuyordu. Başkenti Jiangkang (Nanjing) olan Chen devleti de bunlardan biriydi. Sui hanedanı, güneyindeki bu küçük devletlere göz dikmiş durumdaydı ve her an onları yok etmeye hazırlanıyordu. 

  Xu Deyan, Chen devletinin imparatoru Chen Shubao’nun muhafızıydı ve imparatorun kız kardeşi prenses Lechang’le evliydi. Xu Deyan, Sui’nin Chen’e saldırmasından endişeli biçimde bir gün eşine, “Kargaşa kısa süre sonra patlak verecek. O zaman imparatoru koruyacağım ve biz birbirimizden ayrılacağız. Ancak yaşadığımız sürece bir gün mutlaka yeniden birbirimize kavuşacağız” demiş. 

  Xu Deyan yuvarlak bir bronz aynayı ikiye bölerek, yarısını kendisine almış, yarısını da eşine vererek, “Ayrılırsak, her yılın birinci ayının 15. gününde bu aynanın yarısını pazarda pazarlatacaksın, yaşarsam o gün mutlaka pazara gideceğim, seni bulurum” diye konuşmuş. 

  Kısa bir süre sonra Çin’in kuzeyini birleştiren Sui hanedanının imparatoru Yang Jian askerleri göndererek Chen devletine saldırmış, Chen devletinin imparatoru öldürülmüş, Xu Deyan de kaçmak zorunda kalmış. 

  Sui imparatoru esir düşen Lechang prensesini, veziri Yang Su’ya hediye etmiş. 

  Nihayet yeni yıl gelmiş ve yılın birinci ayının 15. gününde Xu Deyan pazara gitmiş. Pazarda Xu, yüksek fiyatla yarım ayna satmak isteyen bir yaşlıya rastlamış. Xu, satın alacakmış gibi aynayı eline almış ve aynanın eşi prenses Lechang’a ait olduğunu öğrenmiş. Meğer yaşlı, Yang Su’nun evinde çalışan bir hizmetçiymiş ve Lechang prenses tarafından gönderilmiş. Xu, bir şiir yazıp, yaşlıya vermiş.

  Lechang, kocasının özlem dolu şiirini alınca günlerini üzüntüden ağlamakla geçirmeye başlamış. Yang Su gerçeği öğrenince ayrı kalan bu karı kocaya acımış ve Xu Deyan’ı eve çağırtmış, prensesi memleketine götürmesine izin vermiş. Böylece Xu Deyan ve Lechang nihayet birbirine kavuşmuşlar. 

  “Kırılan aynanın yeniden birleşmesi”, ayrılan karı kocanın yeniden bir araya gelmesi anlamında kullanılır.