Xuan Zhuang
中國國際廣播電臺


    “Batı’ya Yolculuk” adlı roman, Çin’de yetmişten yediye kadar herkesçe biliniyor. Romanda dört Budist müridin Budizmin kutsal kitaplarını almak için Batı’ya doğru çıktıkları uzun yolculuğun efsanevi hikâyesi anlatılıor. Rahipler, çeşitli zorlukları aşarak, sayısız hayalet ve şeytan gibi kötü güçlerin üstesinden gelerek başarıya ulaşırlar. Romanda betimlenen ana karakter Tang Sanzang’ın aslı, Çin’in eski zamandaki kültür elçisi Budist rahip Xuan Zhuang’dır. 

  Rahip Xuanzhuang, M.S 6. yy’da Tang hanedanlığı döneminde yaşadı. Xuanzhuang, çok zeki bir çocuktu, zamanın modası Budizm’e merak sardı. Xuanzhuang, 11 yaşında Budist vecizeleri akıcı bir dille okuyabiliyordu. 13 yaşında Çin’in zamanındaki kültür merkezi Loyang’da rahip oldu. Sonra ülkedeki başrahipleri ziyaret ederek Budizm kuramını inceledi. 18 yaşını dolduran Xuanzhuang, Budist çevrelerde tanınır hale geldi. Hindistan Budizmi’ndeki “Jing Zang” (Budist Vecizeler), “Lü Zang” (Budist Emir Hikâyeleri) ve “Lun Zang” (Budist Esas Vecizelerin Yorumu) de dahil üç kutsal kitabı inceleyip çok iyi bildiği için rahip Xuan Zhuang’a saygıyla “üç kitab-ı mukaddesin üstadı” derler. 

  Gençliğinde delicesine Budist felsefeye tutulan Xuan Zhuang, devamlı çaba harcayarak sebatla araştırıp inceliyordu. Kutsal Budist kitabın tam doğru şekilde çevrilmediği düşüncesiyle Budizm dininin beşiği olan Hindistan’a giderek Budizm ilmiyle Kitab-ı Mukâddes’in içeriğini araştırıp incelemeye devam etmeye karar verdi. 

  M.S 627 yılında Xuan Zhuang, Çin’in Tang hanedanlığının başkenti Chang’an’dan, yani bugünkü Xi’an’dan hareket ederek Hindistan’daki Nalanda Manastırı’na gitmek üzere uzun bir yolculuğa çıktı. Nalanda Manastırı zamanında Budizm ilminin en yüksek kuruluşuydu. O zamanlar tarihi 700 yıl eskiye uzanan Nalanda Manastırı, Hindistan’ın Budizm ilmindeki otorite olmasının yanı sıra, dünyanın diğer bölgelerindeki Budistlerin de gitmeye can attıkları bir yerdi. 

  1300 yıl kadar önce coğrafya bilgisinin yetersizliği ve ulaşım koşullarının çok kötü olması nedeniyle insanın yürüyerek Çin’in orta kesiminden yola çıkıp çok uzak bir ülke olan Hindistan’a gitmesi son derece zordu ve neredeyse olanaksızdı. Uzun yol boyunca engin ıssız çölleri, balta girmemiş ormanları ve Çin’in kuzeybatı bölgesindeki karla kaplı o yüksek dağları aşmak ve geçmek düşünülemezdi bile. Buna rağmen rahip Xuan Zhuang, türlü zorlukları yenerek M.S 629 yılının yazında Hindistan’a kuzeyinden girdi, sonra ülkenin orta kesmine giderek Budizmin altı hac yerini ziyaret etti. 

  M.S 631 yılında Xuan Zhuang, Budizmin kutsal kitabını incelemek üzere Hindistan’daki Nalanda Manastırı’na girdi. Her şeye katlanarak beş yıl okuyan ve bütün Budist klasikleri inceleyen Xuan Zhuang, daha sonra öğrenime devam etmek için altı yıl daha harcayarak Hindistan’ı dolaştı. Usta rahiplerin yanında incelemelerde bulunan Xuan Zhuang, bilgisi son derece derin, engin ve zamanın en yüksek düzeyli Budist bilgini oldu. Hindistan çapında düzenlenen Budist bilimsel münakaşalarında Xuan Zhuang, bütün Budistlerin sorularını yanıtlayarak Hindistan’ın Budist çevresinde de adını duyurmuştur. 

  M.S 643 yılı baharında Xuan Zhuang, yıllar yılı topladığı kutsal Budist kitaplarını ve Buda heykellerini yanına alarak, yurduna döndü. Onu ve beraberindekileri karşılamak için zamanın imparatoru Tang Taizong, heyet gönderdi. İmparator Tang Taizong, onun laik hayata dönerek mandarin olmasını istedi. İmparatorun isteğini reddeden Xuan Zhuang, Chang’an’daki Hongfu Manastırı’na yerleşti. Xuan Zhuang, imparator Tang Taizong’un desteğiyle ülkede ileri gelen rahip ve bilginleri çağırarak kalabalık bir çevirmen kadrosu oluşturdu ve 19 yıllık bir çaba harcamak üzere kutsal Budist yazıları çevirme çalışmalarına başladı. 

  Kendisini tamamen Kitab-ı Mukaddes’in çevrilmesine adayan Xuan Zhuang, 19 yıl içinde cilt sayısı 1335 bulan 75 adet büyük kitabı Sanskritçe’den Çince’ye sistematik bir şekilde çevirdi. Bu eserler, M.S 5. yüzyılda Hindistan Budizmi’nin tam panoramasını yansıtan hemen hemen tüm eserlerdir. 600 ciltlik “Daborejing” (Mahaprajna-paramita-sutra) kutsal kitabını çevirdi. Çin kültürünün yanısıra Sanskritçeyi de mükemmel bilen Xuan Zhuang’ın çevirdiği metinlerin düzgün, tutarlı, kibar, zarifve orijinale uyumlu tam doğru olduğu anlaşıldı. 

  Xuan Zhuang, kutsal Budist kitapları çevirirken, din yaratma çalışmalarını da sürdürdü. Çin’in Budizmin tarihindeki Faxiang tarikatı işte Xuan Zhuang tarafından yaratılmış bir din tarikatıdır. Xuan Zhuang’ın Japon öğrencisi Dao Zhao, memleketine döndükten sonra Japonya’da Faxiang tarikatını yarattı. Faxiang tarikatı Japonya’da bugün de faaliyetini sürdürmektedir. Koreli öğrencisi Yuance misyoner olarak yurduna döndükten sonra Kore’de de Faxiang tarikatını kurdu. 

  Xuan Zhuang, Budist kutsal kitapları çevirmekle birlikte, kendi başından geçen öykülerini öğrencisi Bian Ji’ye anlatarak yazdırdı. Bir yıldan fazla zaman harcanarak yazdırılan “Büyük Tang Hanedanlığı ve Batı Bölgesi Notları” kitabında Huan Zhuang’ın 10’dan fazla yıl süren seyahat yaşamında gezdiği ülkelerin tarihi, coğrafi konumları, milletlerin kökenleri, ürün ve iklimi, kültür ve siyasetleri bölümler halinde ve geniş kapsamlı bir şekilde aktarıldı. Bu kitap, bugün bile Afganistan, Pakistan, Hindistan ve hatta bütün Orta Asya’nın tarih ve coğrafyasının incelenmesine katkı sağlayan çok değerli bir materyaldir. 19. yy’dan itibaren “Büyük Tang Hanedanlığı ve Batı Bölgesi Notları” kitabı, ardı ardına Fransızca, İngilizce, Japonca ve Almanca gibi dillere çevrildi. Çağdaş arkeologlar bu kitaba dayanarak, eski Hindistan ve Orta Asya’daki tarihsel ve kültürel kalıntılarla ilgili araştırma çalışmalarında bol bol verim elde ettiler. Xuan Zhuang’ın kültürel etkisi, Batı’ya yaptığı seyahatın öznel hedefini ve seyahat yoluyla getirdiği doğrudan etkiyi kat kat aşmış ve Çin’de ve Doğu kültür tarihinde önemli bir yer almıştır. Xuan Zhuang, dünyaca tanınmış seçkin bir çevirmen ve Budizm ilminin kuramcısı olmasının yanısıra, eski ve orta çağın büyük bir gezgini olarak da hatırlanır. Xuan Zhuang, 17 yıl içinde 25 bin kilometre yolculuk yaptı, 110 ülkeyi gezdi. Bu da dünyada son derece nadir görülen bir olaydır. Xuan Zhuang’ın seyahat notları, dünyada genel kabul gören ölümsüz bir başyapıt olmuştur. 

  Xuan Zhuang’ın Batı’ya yolculukla ilgili öyküsü, zamanında büyük yankılar uyandırmış, Çinli edebiyatçıların ve tiyatro sanatçılarının ilham kaynağı olmuştur. Daha Tang hanedanlığı dönemi itibarıyla Xuan Zhuang, edebiyat ve tiyatro sanatçıları tarafından tanrılaştırılmaya başlanmıştır. Song hanedanlığı döneminde “Büyük Tang Sanzang’ın Kutsal Budist Kitap Hikâyesine İlişkin Şair Notları”, sonra Ming hanedanlığı döneminde tamamen bir ilahlaştırma romanı olan “Batı’ya Yolculuk”, bunun kanıtıdır. Xuan Zhuang’ın (Tang Sanzang) hikâyesi, bin yıldan fazladır her tarafa yayılmış, halkın büyük sevgisini kazanmıştır.